Özgür Karataş Bir zamanlar neredeyse sömürge üstüne sömürgeye sahip olduğu dünyanın yedi kıtasına hükmeden, üzerinde ‘güneş batmayan ülke’ olarak anılan Britanya, yakın dönemin çaptan düşmüş burjuvazisi ve onun beceriksizlikte birbirini aratmayan politik liderleriyle tüm dünyaya madara oldu ve olmaya devam ediyor. İngiltere işçi sınıfının İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki tüm kazanımlarına yönelik saldırıları, ideolojik olduğu kadar politik pratikteki anası Margareth Thatcher’in […]
İngiliz burjuvazisinin Brexit’le imtihanı
70 yaşındaki NATO’da durum nedir?
Ahmet Cengiz NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Alman Der Spiegel dergisinin kendisiyle yaptığı röportajda, 70. yaşını kutlayan NATO hakkında Atlantik’in iki kıyısında da beliren “kaygıları”, teskin edici yanıtlarla gidermeye çalıştı. Röportajı yapan gazeteciler, “varlıksal bir kriz içinde” bulunduğu söylenen NATO hakkında “bardağın yarıya kadar boş olduğuna” dikkat çektikçe, o “dolu kısmına” işaret etti. Stoltenberg görevinin gereği konuştu, ancak NATO üyeleri […]
ABD’de muhafazakarlığın ve yeni sağın tarihsel krokisi*
Alfonso Casal TUTUCULUK VE KRİZ 1960’ların ve 1970’lerin insan hakları, savaş-karşıtı ve kadın hareketleri ve sosyal değişimi, kendini çeşitli yollarla dışa vuran muhafazakar bir ters tepki yarattı. Muhafazakarlar, National Review dergisinin çağrılarından John Birch Cemiyeti’nin komplo teorilerine, Goldwater’ın adaylığından Ronald Reagan’ın ABD Başkanı olmasına kadar birçok farklı şekilde yeniden toparlandı. 1980’lerde Reagan, muhafazakarların 20 seneden fazla zamandır yürürlükte olan ‘liberal’ […]
Kriz süreci, tek adam yönetimi ve 1 Mayıs
Deniz Irmak Bu yıl, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’a ekonomik krizin yarattığı yıkım ve krizden çıkış adına “tek adam tek parti yönetiminin” dozunu artırdığı saldırılarla gidiyoruz. 2018’in ikinci yarısında başlayan ekonomik kriz süreci 2019 yılında da derinleşerek devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve hükümetinin sözcüleri bir yandan “kriz yok, dış güçlerin saldırıları var, ülkemizin […]
Seçim yalanları ve milliyetçilik yarışı…
Kadir Yalçın Dergimiz elinize geçtiğinde herhalde seçimler yapılmış olacak. Özellikle derinleşmekte ve sonuçları her geçen gün yıkıcı hal almakta olan kapitalist krizin desteklerini azaltmakta olduğunu gören hükümet yetkililerinin, oya yansımasını önlemek üzere asılsız suçlamalarla gerginleştirdikleri bir seçim dönemi yaşandı. Tehditlerin, ana muhalefet ve liderine yöneltilmesine kadar varıldı. Ankara başta olmak üzere kaybedilebileceği öngörülen kritik kentlerin adayları hakkında kumpaslar kurulup soruşturmalar […]
Kent üzerinden politika
Aydın Çubukçu Bu yazı yayımlandığında “mahalli seçimler” sonuçlanmış, kendi amaç ve kapsamını aşan sonuçlar doğurarak, genel politik çerçeve içinde anlam ve işlev kazanan yeni bir süreci başlatmış olacak. Gündeme geldiği andan itibaren, “beka sorunu” halinde kamuoyuna sunulan iktidar aleyhine sonuçların gerçekten memleketin yıkılıp yıkılmaması konusunda bir dönemeç olduğunu ise henüz görmüş olmayacağız. Çünkü devletin baki olup olmamasını belediye ve muhtar […]
Gezi iddianamesi, amaçları ve ötesi
İhsan Çaralan Üzerinden altı yıl geçtikten sonra hazırlanan bir iddianameyle açılan “Gezi Direnişi Davası” bir aydan beri basında, siyaset arenasında ve medyada (ve sosyal medyada) tartışılıyor. Gezi Parkı eylemlerine ilişkin Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora ve Mücella Yapıcı’nın da aralarında bulunduğu 16 kişiyle ilgili hazırlanan iddianamede, bu 16 kişinin “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet hapis”le cezalandırılması […]
‘Popülizm’ tartışmaları ve Marksistlerin yaklaşımı – 2
Yusuf Akdağ “POPÜLİZM” “KÖTÜLÜK” MÜ, “OLANAK” MI? “Popülizm” üzerine kalabalık yazın bazı belirlemeler yapmayı mümkün kılıyor: I-) Burjuva “merkez partileri”nin yönetici ve sözcüleri, kendi dışlarındaki parti ve hareketlerin, özellikle de sol-sosyal demokrat ve reformcu partilerin “halk iradesi ve halkın istemleri” söylemiyle siyasal iktidara yönelttikleri eleştirileri “popülizm” olarak nitelemektedirler. Burjuva “merkez”ci bu yaklaşımda “popülizm”, ‘sağ’dan ‘sol’a; dini-milliyetçi çıkışlardan ekolojik ve feminist […]
8 Mart’tan 1 Mayıs’a: Bir kriz raporunun ardından notlar
Fulya Alikoç “Öyleyse, çok sayıda işçi, hatta işçilerin büyük çoğunluğu diyebiliriz, nasıl oluyor da daha az masrafla yaşayabiliyor? Sadece işçinin sırrını bildiği birtakım yollara başvurarak…” Édouard Ducpétiaux Bundan 164 yıl önce “işçilerin cenneti” olarak nam salmış Belçika’da cezaevi ve yardım kuruluşlarında genel müfettişlik yapan Belçika İstatistik Merkez Komisyonu üyesi Ducpétiaux, işçilerin geçim sırrına olan şaşkınlığını böyle ifade ediyordu. Dört bireyi […]
8 Mart’ın ardından emekçi kadınların mücadele olanakları ve görevleri
Olcay Geridönmez Son dönemlerde dünyanın hemen her köşesi, seslerini yükselten emekçi kadınların mücadelelerine tanık oldu. Eşit işe eşit ücret için, işyerinde mobbing ve tacize, her türlü şiddete, kürtaj yasaklarına, krize, yoksulluğa, işsizliğe, ayrımcılığa karşı, gerçek demokrasi ve eşitlik, insanca bir yaşam talepleri her yerden duyuldu.[1] Bu talepler kuşkusuz, kapitalist sömürü düzenine karşı bir mücadele ve dayanışma günü olarak, emekçi kadınların […]