Deniz Uztopal

Ekim Devrimi’nin 100. yılının kutlandığı 2017, aynı sırada, bilimsel sosyalizmin kurucusu Kapital’in 1. Cildi’nin yayınlanışının 150. yılına denk geliyor. Kapital ilk kez 14 Ekim 1867’de basılmış ve kapitalizmin işleyiş yasalarını tüm çıplaklığıyla ortaya koymuştur. 4 ciltten oluşan eserinin el yazmaları bitmiş olmasına karşın, yoksulluk ve hastalıklarla uğraştığı kadar pratik mücadeleye de katılmakta olan Karl Marx, sadece birinci cildini kendisi yayınlayabilmiştir. Eserin diğer iki cildini yakın dostu Friedrich Engels yayınlamış, fakat o da dördüncü cildi yayınlamaya fırsat bulamamıştır.

Bugün haklı olarak Karl Marx denince hemen akla gelen şeylerden biri Kapital’dir. Asgari bir Marksist birikim gerektirdiğinden, genelde okunması zor bulunarak, yaklaşık 2000 sayfalık ilk üç cildi bilimsel sosyalizme gönül vermiş olanların çoğunluğu tarafından okunmamıştır. Dolayısıyla Marksist ekonomi politik ikinci, hatta bazen üçüncü elden okunup öğrenilen bir alan haline gelmiştir.

Kuşkusuz kolay okunan ve anlaşılan bir eser kategorisine girmeyen Kapital Marksist ekonomi politiğin temelini oluştursa da aynı zamanda felsefi ve siyasi bir içeriğe de sahiptir. Kitap aynı zamanda diyalektik ve tarihsel materyalizmin de en önemli kaynakları arasında yer alır.

I KAPİTAL’E UZANAN YOL

Marx ekonomiye daha gençlik yıllarında özel bir ilgi göstermiştir. 1844 El yazmaları, Felsefenin sefaleti (1847), Ücretli emek ve sermaye (1850) çalışmaları kapitalizmin iktisadını, içinde cereyan eden sınıf mücadelelerini analiz eder ve bu analizin sonunda işçi sınıfının kuracağı yeni dünyanın/sosyalizmin ekonomi politiğinin başlıca özelliklerine dair ipuçlarını verir.

Fakat Marx’ın ekonomi politiğin eleştirisi üzerine metodik ve sistematik çalışması esas olarak 1849’in son aylarında taşındığı Londra’ya yerleşmesinden sonra başlar. Kapitalizmin en gelişkin olduğu İngiltere, onun toplumsal yasalarının belirginliğinin yanı sıra bilimsel disiplin olarak ekonomi politiğin de en gelişmiş olduğu ülkeydi. Marx ekonomi politiğin klasik eserlerine ulaşma şansı bulduğu Londra’da kapitalizmin işleyişine ilişkin analizleri için bir laboratuvar ortamına da sahip olmuştu. Londra’daki British Museum Kütüphanesi “dünyanın en büyük ekonomi politik koleksiyonu”nun[1] bulunduğu yerdi ve Marx’a, o güne kadar bu alanda yapılmış çalışmaların ezici çoğunluğuna ulaşma şansı veriyordu.

  1. A) Londra defterleri

Her gün British Museum kütüphanesi giden Marx, ailesiyle birlikte çok ağır maddi ve manevi koşullarda yaşıyor olmasına rağmen burada saatlerce çalışırdı. Londra’ya yerleştikten bir yıl sonra içinde bulundukları sefaletten dolayı Marx ve Jenny 19 kasım 1850 ikinci oğulları Guido’yu kaybederler. Jenny büyük ıstırap çeker, Marx da çok etkilenir. Bu koşullarda Marx, kütüphanede yürüttüğü bu “can sıkıcı” çalışmaları bir an önce bitirip başka bir alanda yoğunlaşmayı düşünür. 2 Nisan 1851’de yakın dostu Engels’e gönderdiği bir mektupta şunları belirtir:

O kadar ilerledim ki, beş hafta içinde tüm bu iğrenç iktisadı bitireceğim. Bu bittikten sonra[2] Ekonomi politiği evde yazacağım, Museum’da ise başka bir bilimle uğraşamaya başlarım. Bu iş canımı sıkmaya başladı.[3] Özünde,[4] bu bilim, A. Smith ve D. Ricardo’dan bu yana, tüm özgün araştırmalara ve çoğu zamanda son derece ince ayrıntılı olmalarına karşın, bir ilerleme kaydetmiş değildir.[5]

Sosyalizm mücadelesinin teorik donanımını güçlendirmek için işçi sınıfına bilimsel eserler sunmanın aciliyetinin farkında olan Engels dostunun bu düşüncesini çok da paylaşmaz. Bilimsel araştırmalarda Marx’ın ne kadar titiz olduğunu çok iyi bilen Engels dostuna şu cevabı verir: “Ekonomi politiği nihayet bitirmene sevindim, mesele gerçekten çok uzamıştı; [fakat] önemli olduğunu düşündüğün bir kitap hala okumamış olarak önünde durduğu sürece yazamazsın.[6]

Engels dostunun araştırmalarını bir yıl içinde bitirebileceğini sanmıyordu. Gerçekten de öyle oldu. Marx araştırırken yeni bulgular keşfetmiş ve cevaplanması gereken yeni sorular çoğaldıkça da daha fazla araştırma yapmak ihtiyacı hissetmiştir. Üstelik bu yıllarda ailesinin yaşantısını sağlayabilmek için haftalık sol eğilimli New York Daily Tribune’de de yazılar yazmaya başlamıştır. Ona rağmen 1850-1853 arasında Marx 24 defter dolusu not almıştır. Londra Defterleri diye bilinen bu defterlerin bugüne kadar sadece 3’ü yayınlanmıştır.[7] Bu araştırmaları esnasında Marx, Engels’e gönderdiği mektuplarda da görüldüğü gibi[8] önce Ricardo’nun “toprak rantı” teorisinin eksikliklerini görmüş, onu sıkı bir eleştiriye tutmuş, ardından ise para teorisinin yanlışlıklarını keşfetmiştir. Bu eleştiriler ilerleyen yıllarda daha da genişlemiş ve Marx klasik ekonomi politiğin tarihsel yeri ve önemini ret etmemekle birlikte, artık onun temel kategorilerinin tümünün gözden geçirilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Aynı yıllarda “Düşünceler[9] adlı bir yazı kaleme almış, belirli bir süre sonra ise “Ekonomi Üzerine Açıklamalar” (Bemerkungen über Ökonomie) adlı bir yazı yazmış, fakat bu yazı daha sonra kaybolmuştur.[10]

  1. B) 1857-1858 Elyazmaları: Grundrisse

1857’de Avrupa’da birçok devletin ekonomilerinin kötüye gitmekte olduğuna dair ipuçları vardır ve Marx bu durumunun hükümetleri zor durumda bırakacağını, 1848 Devrimlerine benzer patlamaların olacağını düşünür. Engels’e 11 Temmuz 1857’de gönderdiği bir mektupta “devrimin yaklaştığını[11] belirtir ve araştırmalarını hızlandırması gerektiğini düşünür. Ağustos 1857’de derin bir ekonomik kriz patlak verdiğinde Marx araştırmalarının acilen bir senteze ulaşması ihtiyacını hisseder ve yazdıklarını temize çekmeye başlar. Ağustos ayı boyunca “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Giriş”i[12] kaleme alır. Burjuva ekonomistlerinin ele aldıkları kategorileri teker teker inceler, eleştirir ve aralarındaki diyalektik bağları ortaya çıkararak yeni bir ekonomi politik kavrayışı geliştirir. Bu giriş bugün açısından da çok önemlidir, çünkü eleştiriyle yetinmeyen Marx’ın ekonomik incelemelerde kullanılması gereken bilimsel metodu ortaya koyan ilk yazısıdır. Fakat elyazmaları ilerledikçe, ekonomi politiğin eleştirisine genel bir girişin kaleme alınmasından çok, aslında o ana kadar vardığı sonuçların bir sentezini yaptığı sonucuna varır; ve 4. bölümden itibaren kurulmuş düzgün cümleler yerine sadece notlar almaya başlar. Daha sonra bu yazının yayınlanmamasına karar verir: “Kaleme aldığım bir genel giriş taslağını yayınlamıyorum, zira ilkönce kanıtlanması gereken sonuçlardan hareket etmenin olsa olsa ancak yersiz olacağı sonucuna vardım. [Bu durumda]beni izlemeyi kabul eden okurun tekilden genele yükselmesi gerekecek.[13] Daha sonra detaylı olarak inceleyeceğimiz şekilde, Marx burada araştırma ile sunum arasındaki farklılığa dikkat çekmektedir.

Ekim 1857’den Mart 1858’e kadar geçen aylar boyunca, ciddi sağlık sorunları kendisini çalışamaz hale getirinceye kadar, Marx, daha sonra tarihe Grundrisse (Grundrisse der Kritik der politischen Ökonomie) olarak geçecek ve ilk kez 1939’da Moskova’da yayınlanacak olan 1100 sayfalık, 7 defter dolusu el yazmalarını kaleme alır.

Çelişkilerini çözümlemiş olan Marx kapitalizmin bu seferki krizinden kolay kolay kurtulamayacağını, dolayısıyla kapitalizmin temel çelişkileri ve iç yasalarının işleyişinin bilimsel açıklamalarının acilen işçi sınıfına sunulması gerektiğini düşünür. 8 Aralık 1857’de Engels’e gönderdiği bir mektupta şunları yazar: “Ekonomik incelemeleri toparlayabilmek, déluge’den[14] önce en azından esas ana çizgilerini netleştirmek için deliler gibi geceler boyunca çalışıyorum.[15] On gün sonra gönderdiği bir başka mektupta ise, “Devasa bir çalışma içindeyim – çoğu zaman sabahın 4’ne kadar. Bu çalışma iki türlü: 1. Ekonomi politiğin temel çizgilerinin oluşturulması (şeyin özüne[16] inmek kamuoyu için mutlak bir gerekliliktir, benim için ise şahsen bu kabustan kurtulmak.[17]), 2. Mevcut kriz. Bu konuda La Tribune’de yayınlanan makaleler dışında, her şeyi günübirlik yazıyorum, ama bu önemli bir zaman alıyor. İlk bahara doğru[18] bu olay üzerine birlikte –Alman kamuoyu ile yeniden irtibat kurmak için– yeniden ve her zaman aynı[19] olduğumuzu göstermek için bir broşür yazabiliriz diye düşünüyorum.[20] Bu söz konusu broşürü iki dost yazmaya fırsat bulamadı; fakat Marx Grundrisse’i kaleme alırken, ona paralel olarak kriz üzerine de yoğun çalışmalar yürüttü. Krizin somut olarak seyri, ilerlemesi, etki altına aldığı alanlar, bunların somut olarak nasıl olduğu vb. gibi konulardaki gözlemlerini ayrı bir deftere not etti. MEGA 2 tarafından, bunların “Book of the Crisis od 1857[21] başlığıyla belirli bir süre sonra yayınlanacağı açıklandı.

Fakat Marx’ın bu çalışma ritmi, özellikle de gece çalışmalarını çok fazla zorlaması, kendi deyimiyle “çok abartması[22] dolayısıyla fiziksel olarak rahatsızlanır ve ritmi yavaşlatmak zorunda kalır. Aynı mektupta Marx, o tarihe kadar geçerli sayılan kâr teorilerini altüst ettiğini ve tesadüfen Hegel’in Mantık’nı tekrar okumasının çalışmalarına “yöntem” açısından büyük yardımda bulunduğunu belirtir.

22 Şubat 1858’de, Alman sosyal demokrat hareketin o dönemki liderlerinden olan Lasalle’a yazdığı bir mektupta Marx’ın çalışmalarının hangi aşamada olduğu ve nasıl tasarlandığına dair önemli bilgiler sunar:

Ekonomik çalışmalarımın hangi aşamada olduğunu söyleyeceğim. Aslında birkaç aydır son redaksiyona başladım. Fakat çok yavaş ilerliyor, zira yıllardır araştırmaların merkezine koyduğumuz konular, ne zaman son noktayı koymaya kalkışsak, her zaman yeni olgular sergiliyor ve yeni düşünceler gerektiriyor. Diğer taraftan zamanımın efendisi değil, ama daha doğrusu[23] onun uşağıyım. Benim işlerle uğraşabilmem için sadece geceler kalıyor ve bir karaciğer hastalığının saldırıları ya da çok sıkça tekrar canlanması bu gece işlerini de engelliyor. Bu koşullarda benim için en rahat olacak şey, bu işin, bir yayınlanma tarihi belirlenmeden, yayınlanmasının fasiküller şeklinde olmasıdır. […]

Söz konusu çalışma, her şeyden önce, ekonomik kategorilerin eleştirisi ya da istersen[24] eleştirel bir biçim altında burjuva ekonomik sistemin açıklanmasıdır. Çalışma, hem sistemin tablosu, hem de bu sistemin sunum yöntemiyle eleştirisidir. Çalışmanın tümünün toplam kaç format tutacağını hiç kestiremiyorum. Zamanım, sükunet ve tümünü yapma olanaklarım olsaydı, kamuoyuna sunmadan önce, büyük ölçüde özlü hale getirirdim, çünkü derli toplu ortaya koyan yöntemi her zaman beğenmişimdir. Ancak, böyle art arda fasiküller olarak basma, belki kamuoyunun anlamasını kolaylaştıracaktır, fakat   şüphesiz biçimine zarar verecektir – eser zorunlu olarak biraz kalınlaşacaktır. […] Tüm yapıt altı kitaba ayrılıyor. 1) Sermaye (bazı sunuş bölümlerini[25] içeriyor.) 2) Toprak Mülkiyeti. 3) Ücretli Emek.   4) Devlet. 5) Uluslararası Ticaret. 6) Dünya Pazarı.

Doğal ki, ara sıra öteki iktisatçılara yönelik eleştirel imalar yapmadan ve örneğin, yalnızca ekonomik görüş açısından bile, çünkü[26] bir burjuva olmasından kaynaklı gaflar yapmak durumunda olan Ricardo’yla polemikten geri duramam. Ama genel hatlarıyla, ekonomi politiğin ve sosyalizmin eleştirisi ve tarihi başka bir çalışmanın konusu olması gerekiyor. Son olarak ise kategorilerin gelişme tarihçesinin ya da ekonomik koşullarının kısa taslağı, bir üçüncü çalışmanın konusu.

Her şey bir yana[27], on beş yıllık bir çalışmadan sonra, şimdi yapıt haline getirebilmişken, fırtınalı dış etkenlerin araya girebileceğini hissediyorum. Bir şey olmaz.[28] Bu tür meselelere dünyanın dikkatini çekme konusunda eğer çok geç kalmışsam, tabii ki bu benim şahsi[29] hatam olacaktır.[30]

Görüldüğü gibi, Marx, altı ayrı konuyu içeren kapsamlı bir çalışma tasarlıyor; fakat çalışmalarını düşünürken, bunların sunuluş biçimini, yani derli toplu sunulması ve hitap edilen kesimin en geniş çevresi tarafından anlaşılır kılınması sorunlarını birbirinden ayırt etmiyor. Bu iki konu, Marx’ın hiçbir zaman göz ardı etmediği, daha sonra da göreceğimiz gibi, bazen çalışmalarının yayınlanmasını bile geciktirecek kadar önemli bir meseledir.

11 Mart 1858 tarihinde yine Lasalle’a yazdığı bir mektupta, Marx, ilk fasikülün kendi içerisinde bir bütünlüğünün olduğunu ve ortalama 100 sayfadan az olmasının çok zor olacağını belirtir. Bu ilk fasikülde Marx’ın planı şöyledir: “1. Değer, 2. Para, 3. Genel olarak sermaye (sermayenin üretim süreci, sermayenin dolaşımı, ikisinin birliği ya da sermaye, kâr ve faiz).[31] Aynı mektupta Marx’ın eserinde planladığı altı bölümü nasıl tasarladığına dair önemli bilgiler de bulunur: “Üstelik, redaksiyon esnasında, tümünün 6 bölümünü oluşturacak olan 6 kitabı kesinlikle derinleştirme niyetinde değilim, fakat son üçünde kendimi genel hatlarla sınırlı tutacağım, esas anlamıyla temel ekonomik gelişmeyi içeren ilk üçünde ise, her yerde açıklamalar kaçınılmazdır.”[32] Bundan dolayı Marx, eserin, 500-600 sayfadan aşağı olmasının neredeyse imkansız olacağını düşünür.

Fakat Marx’ın karaciğer hastalığından dolayı yazmayı sürdüremez. 2 Nisan’da Engels’e yazdığı bir mektupta o ana kadar kaleme alabildiği ilk bölümün kısa bir özetini gönderir ve tüm eserin “kahrolası 6 kitap”tan oluşacağını tekrar belirtir. Mektubunun devamında Marx, dört buçuk sayfada ve “genel olarak sermaye” bölümünde, “değer” ve “para” ile düşüncelerini özetler. Ancak Marx için esas önemli olan “3. Sermaye” bölümüdür. Bu bölümün “gerçek anlamıyla fasikülün en önemli bölümü” olduğunu belirtikten sonra, Marx dostuna şunları söyler: “En fazla bu bölüm hakkında senin görüşlerine ihtiyacım var. Fakat bugün artık yazmaya devam edemiyorum, bu kahrolası safra tüy kalemi tutmamı çok zorluyor ve kağıt önüne eğildiğimde başım dönüyor. Yani gelecek sefere[33][34]

Marx’ın hastalığı ve sağlık durumu çok kötüleşmiştir, devam etmesi imkansızdır ve Engels dostunu dinlenmesi için Manchester’e davet eder ve bu dinlenme gerçekten de ona çok iyi gelir. Döndüğünde, kitabına tekrar başlar, fakat konuya dair o döneme kadar yazılmış tüm eserleri okuma, inceleme ve eleştirileri bir süzgeçten geçirme konusunda Marx o kadar titizdir ki, Ekonomist gazetesinde James Maclaren’in[35] para dolaşımı ve bu konu üzerinde çalışma yürüten ekonomistleri incelediği kitabın yayınlandığının haberini okur. Eserine devam etmeden kesin bunu da okumalıdır. 31 Mayıs 1858’de Engels’e gönderdiği mektupta, kendinden önce yapılan tüm araştırmaları tarihsel materyalizm süzgecinden geçirme konusunda ne kadar titiz olduğunu şu şekilde ortaya koyar:

Benim yokluğumda Londra’da tüm Para dolaşımı[36] konusunda Maclaren’in bir kitabı yayınlandı; Economist’te çıkan bölümlere göre bu kitap birinci derecede [önemli].[37] Kitap hala kütüphanede değil; genelde buraya yayınlandıktan aylar sonra geliyorlar. Sunumumu yazmadan önce tabii ki bunu okumalıyım. Eşimi City’ye Yayıncıya[38] gönderdim. Ama büyük ürküntüyle öğrendik ki, kitabın fiyatı 9 sn. 6 d.[39], bu miktar bizim tüm savaş hazinemizden daha yüksek. Dolayısıyla bana bu miktarda bir posta havalesi[40] göndermene çok sevinirim. Büyük ihtimalle benim için bu kitapta yeni bir şey yoktur, fakat Economist’te belirtilenler ve şahsen okuduğum bölümlere göre, teorik vicdanım bu bilgiye ulaşmadan devam etmemi engelliyor.[41]

Marx bu eseri okur ve tahmin ettiği gibi büyük bir katkısı olmamakla birlikte Ekonomi politiğin eleştirisine Katkı’da 3 defa, Kapital’in 1. Cildi’nde ise 1 defa bu esere atıfta bulunur.

  1. C) Ekonomi Politiğin Eleştirisi

Ağustos ayından itibaren Marx, Grundrisse’de yazdıklarından hareket ederek, yayınlama amacıyla “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı” başlıklı yazıyı kaleme alır. Fakat bu ilk denemeyi Kasım ayında sonuçlandırmak zorunda kalır. 12 Kasım 1858’de Lasalle’a gönderdiği bir mektupta gecikmesinin nedenini hastalıkla açıklar. Karaciğer krizleri onun tüm konsantrasyonunu altüst eder ve düşüncelerini olması gerektiği gibi, tüm zenginlikleriyle ifade edebilmesini engeller. Marx yazdığı “her satırda karaciğer hastalığını[42] hisseder ve bu kesinlikle onu tatmin etmez. Bunun iki temel nedeni vardır: 15 yıllık bir çalışma, yani “hayatının en iyi yıllarında” yapılan bir çalışmanın ve ilk defa “sosyal ilişkileri bilimsel olarak” ortaya koyan bir eserin yazı üslubu bu kadar kötü olmamalıdır. Fakat eserin de bir an önce yayınlanması gerekir. Sonuçta Marx, el yazmalarının temize çekilerek son halinin verilmesini kabul eder, fakat başta planladığı üç bölümü değil, sadece ilk bölümü, yani meta ve para bölümlerini yayınlamaya karar verir. Oysaki kendisinin deyimiyle en önemli bölüm üçüncü bölümü oluşturan “Sermaye”nin incelendiği bölümdür. Bunun en önemli bölüm olmasına karşın, “siyasi nedenlerden” dolayı bu bölümün diğerleriyle birlikte yayınlanmamasının iyi bir yönünün de olabileceğini de düşünür. Bunu Engels’e 13 Ocak 1859’da gönderdiği mektupta şu şekilde açıklar: “İkincisi, yayınlanan bölümde olduğu gibi, eşyanın tabiatı gereği, bizim eğilimimize karşı köpekler eleştirilerini sadece basit hakaretlere indirgeyemezler ve [eserin] tümü son derece[43] ciddi ve bilimsel biçime sahip olduğundan, bu aşağılıkları[44] daha sonra [yayınlanacak] sermaye üzerine görüşlerimi az çok ciddiye[45] almaya zorunlu kılıyorum.[46] Marx siyasi nedenlerle eserinin ekonomistler içerisinde sessizlik duvarıyla karşılaşmaması için tamamen bilimsel olan bu ilk eseriyle[47] geniş bir kesim içerisinde ekonomik alanda meşruiyet kazanmak ister. Ona göre, çalışmalarının kalbini oluşturan “sermaye” bölümünün siyasi işlevi böylelikle daha da artmış olacaktır. Fakat Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı kitabı, büyük bir değer taşıyor olmasına rağmen, ne burjuva ekonomistleri ne de dostları içerisinde olması gereken ilgiyle karşılanmaz. Oysa ki, bu eserde Marx, meta üretimi sürecinde emeğin çifte niteliğiyle fetişizm tahlilini yapmıştır. Grundrisse’de hala net olmayan “değer teorisi” de, paranın değer-biçim tahlillerine bağlı olarak ilk defa ortaya konulmuştur. Yanı sıra “değer teorisi” ve para teorilerinin tarihsel   gelişmelerine dair çok değerli değerlendirmeler de vardır. Ama bu eserin en esaslı yanını oluşturan Marx’ın kaleme aldığı önsöz olacaktır. Bu ünlü önsözde Marx “insan tarihi ve toplumuna uygulanan materyalizmin temel tezlerini[48] özlü ve ilk defa bu ölçüde sade bir şekilde ifade eder. Kuşkusuz 1845’de yazılan Alman İdeolojisi okunduğunda da çok açık ve net formüllerin olduğu görülecektir, fakat unutulmamalı ki, bu eser o dönem yayınlanmamıştır ve ancak yıllar sonra yayınlanacaktır.

Marx derhal “Sermaye” bölümü üzerine çalışmalarına devam eder. Daha önce belirlediği plana (genel olarak sermaye; sermayenin üretim süreci, sermayenin dolaşımı, ikisinin birliği ya da sermaye, kâr ve faiz)[49] uygun olarak çalışmalarına başlar, fakat Alman provokatör ve bonapartçı ajan Carl Vogt’un Marx’ı ve sürgündeki devrimcileri Prusya ajanı olarak suçlamalarına cevap vermek için bu çalışmalarını durdurur. Marx genelde kendisinin şahsına yönelik suçlamalara cevap vermez, fakat bu sefer esas olarak Alman sosyal demokrat hareketin hedef alındığını ve bundan dolayı da suçlamaların çürütülmesi gerektiğini düşünür. Engels bu ara verişle hemfikir değildir ve hareket için esas olanın Marx’ın kendi çalışmalarını devam ettirmesi olduğunu düşünür. Fakat Engels, dostunun çalışmalarının yavaş ilerlemesinin diğer bir nedenini onun teorik çalışmalarda çok titiz olmasına bağlar. 31 Ocak 1860’da dostuna gönderdiği mektupta da hemfikir olmadığını açıkça belirtir:

İkinci fasikülün kısa sürede yayınlanması doğal ki en önemli olan şeydir ve umarım ki çalışmanın devamında Vogt olayının sana engel olmasına müsaade etmezsin. Kendi öz çalışmaların konusunda daha az titiz ol artık, bu değersiz kamu [public miteux] için çok aşırı iyi. Önemli olan kitabın yazılması ve yayınlanmasıdır, senin gözüne batan zayıflıkları bu eşekler kesin bulamazlar, ve hareketli bir dönem patlak verirse genel olarak sermaye [bölümünü] bitirmeden çalışmanın durmasının sana ne faydası olur ki? Geçişteki diğer tüm rahatsızlıkları çok iyi biliyorum, fakat gecikmenin temel nedeninin senin şahsi titizliklerin olduğunu da biliyorum. Sonuçta eserin yayınlanması bu tür tereddütlerden dolayı yayınlanmamasından daha iyidir.[50]

Fakat Marx yakın dostu gibi düşünmez. Vogt’un suçlamalarının burjuva basın tarafından derhal ve geniş ölçüde yayılmasının Alman işçi hareketi ve partisine büyük darbeler vuracağını öngörür ve buna sessiz kalınmaması gerektiğini düşünerek, 1860 yılı boyunca bu broşür üzerine çalışır. Ekonomi politik üzerine çalışmalarına tekrar ancak Ağustos 1861’de dönecektir.

  1. D) 1861-1863 Elyazmaları ve “Artı-değer Teorileri”

Haziran 1861’de Marx artık Vogt defterini kapatır ve tekrar esas çalışmaları olan ekonomi politiğe döner. İlk önce Grundrisse’i tekrar okur ve çalışmalarını hızlandırabilmek için bir endeks hazırlar. Diğer yandan Ekonomi Politiğin Eleştirisi’nin ikinci cildi için önceden tasarladığı planı zenginleştirerek, defterinin ilk sayfasına şu planı not eder:

Ağustos 1861. Üçüncü bölüm. Genel olarak Sermaye. I) Sermayenin üretim süreci.

  • 1) Paranın Sermayeye dönüşmesi. a) Sermayenin en genel biçimi, b) Zorluklar, c) Sermayenin emek gücüyle değişimi, d) Emek gücünün değeri, e) Emek süreci, f) Değerlendirme süreci, g) Kapitalist üretim.

2) A/I) h) Değişim sürecinin iki bileşeni.[51]

Marx Ağustos 1861’den Temmuz 1863’e kadarki tüm çalışmalarını 23 deftere not eder ve tüm sayfaları 1’den 1472’ye kadar numaralandırır. İlk 5 defteri, yukardaki plana uygun olarak, Ağustos 1861 ile Mart 1862 arasında kaleme alır. Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’nın devamı olarak kaleme aldığı bu bölümde “Genel olarak sermaye” bölümünü işler ve burada işlenen konular, daha sonra Kapital’in birinci cildine konu olur. VI. Defter’den itibaren XV. Defter’e kadar Marx temel ekonomi teorilerinin tarihsel ve ekonomik eleştirisini yapar. Aynı konuya XVIII. Defter’in bir kısmında tekrar döner. Bu defterler, daha sonra görüleceği gibi, Marx tarafından Kapital’in 4. Cildi olarak tasarlanır ve “Artı-değer Teorileri” başlığını taşır. XVI. ve XVII. Defterlerde işlenen kimi konuları daha sonra “bir bütün olarak kapitalist üretim süreci” olarak Kapital’in 3. cildinde ele alınacaktır. En son yazılan XIX. Defter’den başlayarak XXIII’cüye kadar olan yedi Defter’de, daha sonra Kapital’in 1. Cild’inde yayınlanacak “Sermayenin üretim süreci” ve 2. cildinde yayınlanacak “Sermayenin dolaşım süreci”ne dair farklı değerlendirmeler bulunur. Birçok değişiklik geçirdikten sonra yayınlanacak Kapital’lerin 4. cildinde işlenen konular göz önünde bulundurularak, yazılış sürecinin tarihselliğine bakılırsa, sıralamanın şu şekilde olduğunu görürüz: 1. cilt, 4. cilt, 3 cilt, 1 ve 2 cilt.

Kuşkusuz 1861-1865 el yazmalarında Kapital’in nihai biçimini görmek kesinlikle yanlıştır, fakat bu sıralama Marx’ın hangi konuları inceleyerek ilerlediğini görme, Kapital’in oluşum sürecinde atılan adımları tespit etme açısından önem taşır. Marx, araştırma yaptıkça yeni sorulara cevap vermek zorunda kalmış, cevap verebilmek içinse daha fazla araştırmaya girişmiş ve ilerledikçe de planlarında değişiklikler yapmak zorunda kalmıştır. Görüldüğü gibi, Marx’ın çalışmalarının yönünü, önüne çıkan sorular ve bunlara cevap verilmesi için yapılması gereken araştırmalar belirlemiştir. Örneğin ilk beş Defter’de kapitalist üretim sürecini işlerken, 6. Defter’den sonra, Marx dönüp, tüm artı değer teorileri üzerine eleştirel ve tarihsel bir araştırma sürecine girmiştir. Bu bittikten sonra, bir bütün olarak kapitalist üretim sürecini incelemiş, bundan sonra ise tekrar üretim ve dolaşım süreci üzerinde yoğunlaşmıştır.

Bu incelemeler sürecince Marx’ın planı değişmiş, Katkı’nın devamı olarak düşündüğü 2. ciltteki konuların daha genişlemiş olması kendi başına bir eser ortaya çıkarmıştır. Marx artık 2. cildi yayınlamaktan vaz geçmiştir. Üzerinde çalıştığı eserinin adı, bundan itibaren Kapital’dir. 28 Aralık 1862 tarihinde dostu Doktor Kugelmann’a gönderdiği bir mektupta, Marx çalışmalarının durumuna dair önemli bilgiler sunarken, hazırlanan eseri nasıl tasarladığını da belirtir:

Mektubunuzda, sizin ve arkadaşlarınızın ‘Ekonomi Politiğin Eleştirisine’ olan sıcak ilginizi öğrenmek beni çok mutlu etti. İkinci bölüm[52] yeni bitmiş bulunuyor, yani basım için son düzeltmeleri yapıp, temiz bir kopyasını hazırlama işi dışında. Hepsi aşağı yukarı otuz yaprak tutacak [ortalama 500 sayfa-DU]. I. Fasikülün   devamıdır, fakat eser ‘Kapital’ adı altında ayrı olarak yayınlanacak ve ‘Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı’ yalnızca bir alt başlık olarak bulunacak. Aslında eser, yalnızca birinci bölümün üçüncü kısmından: ‘genel olarak Sermaye’den oluşacak. Yani ne sermayelerin rekabetini, ne de krediyi içeriyor. Bu cilt İngilizlerin The Principles of Political Economy diye adlandırdıklarını içerecek.

Bu cilt (birinci bölümüyle birlikte), başkaları tarafından, daha önce yazdıklarımın temeli üzerinden (muhtemelen devletin değişik biçimleri ile farklı ekonomik yapılar arasındaki ilişkisi haricinde) kolayca gerçekleştirilebilecek devamının özünün özü ve geliştirilmesidir.[53]

Bu mektup Kapital’in yazılma tarihi açısından önem taşıyor. Her şeyden önce Marx, ilk kez, bugüne kadar yayınladığından, özellikle de “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı” kitabından bağımsız olarak Kapital adlı bir eser yayınlayacağını ilan ediyor. Mektubun yazıldığı anda bitmiş olan ilk 5 Defter’den hareket ederek çalışmalarını bir an önce yayınlayacağını ve bunun yaklaşık 500 sayfa tutacağını düşünüyor. 1858-1859 tarihlerinde öngördüğü planlarda bir değişiklik yaparak, ‘sermayelerin rekabeti’ ve ‘krediler’ konularını işlemeyeceğini, kelimenin en özlü biçimiyle “Principles of political economy”, yani ekonomi politiğin ilkelerini hazırlayacağını belirtiyor. Devletin değişik biçimleri ile farklı ekonomik yapılar arasındaki ilişkilere yönelik yaptığı vurgu ise, Marx’ın 1850’li yıllarda planladığı 6 bölümlük kitaptan hala vazgeçmediğini, fakat şimdilik esas olarak kapitalist üretim süreci üzerinde, yani 6 kitaptan sadece ilk 3’ü üzerinde yoğunlaşacağını gösteriyor. Diğer 3 konuyu ise (“4) Devlet. 5) Uluslararası Ticaret. 6) Dünya Pazarı”), başkalarının ilk üç eserin birikimi üzerinden yazabileceğini, yani esas temelin bu olduğunu belirtiyor. Çalışmaları ilerledikçe Marx, klasik ekonomi politiğin geldiği aşama, ilerlemesinin önündeki sınıfsal engeller ve yapılması gereken devasa işin detaylarını daha iyi görüyor, kendisinin tümünü yapmasının artık neredeyse imkansız olduğunu, dolayısıyla kendisinden sonra bu işi yürütebileceklerin çalışmalarını kolaylaştırmaya yönelik “temelin özünün özünü” hazırlayacağını belirtiyor. İşte bu çalışmanın ismi ise Kapital’dir, ama daha sonra göreceğimiz gibi, bu çalışma da maalesef bitmiş, son halini almış bir eser değildir.

Bu mektuptan birkaç gün sonra, Ocak 1863’de XVIII. Defter’de iki paragraf arasına Marx şu planı not eder:

[(A) Kapital’in 1. Kısım ya da 1. Kesim’in planı]

||XVIII-1140| Birinci kesim “Sermayenin Üretim Süreci” aşağıdaki gibi bölünecek:

  1. Giriş. Meta. Para. 
2. Paranın sermayeye dönüşümü. 
3. Mutlak artı-değer. (a) Emek-süreci ve değerlendirilme süreci. (b) Değişmeyen sermaye ve değişen sermaye. (c) Mutlak artı­değer. (d) Normal işgünü için mücadele. (e) Eşzamanlı işgünleri (eşzamanlı çalıştırılan emekçilerin sayısı). Artı-değer miktarı ve artı­değer oranı (Büyüklük ve yükseklik?).
  2. Göreli artı-değer. (a) Basit işbirliği. (b) İşbölümü. (c) Makinecilik, vb.
  3. Mutlak ve göreli artı-değer bileşimi. Ücretli-emek ile artı­değer arasındaki ilişki (orantı). Emeğin sermayeye biçimsel ve gerçek olarak bağımlı [Subsomption] hale getirilmesi. Sermayenin üretkenliği. Üretken emek ve üretken-olmayan emek.
  4. Artı-değerin yeniden sermayeye dönüşmesi. İlkel birikim. Wakefield’in sömürge teorisi.
  5. Üretim sürecinin sonucu. (Mülk edinme yasasının biçimindeki[54] değişikliği[55] 6 ya da 7 değişiklikle gösterebiliriz.)
  6. Artı-değer üzerine teoriler.
  7. Üretken emek ile üretken-olmayan emek teorileri.[56]

Marx’ın burada ilan ettiği, aslında birkaç değişikle Kapital’in 1. cildinin planıdır. Kısım diye belirtilenler bölüm halini alır, ilkel birikim, sadece bir bölümün parçası değil, ayrı büyük bir bölüm olur ve mülk edinme yasasına dair örnekler azaltılarak bu bölüme eklenir, ve son 2 bölüm ise büyük ihtimalle yer sorunundan dolayı bırakılır ve daha sonra göreceğimiz gibi ayrı bir kitap olarak tasarlanır.

2400 sayfa civarında olan 1861-1863 Elyazmaları’nda, yaklaşık 20 yıl sonra yayınlanacak Kapital’in 2. Cildi olan “Sermayenin dolaşım süreci” ve 3. Cildi’nin konusu olan “Bir bütün olarak kapitalist üretim süreci”ne dair sınırlı değerlendirmeler de bulunur. 23 Defter’in neredeyse yarısını teşkil eden “Artı-değer Teorileri”nde örneğin Quesnay’in yeniden üretim modelleri tartışılırken, sermayenin dolaşım sürecine, ya da Ricardo’nun kâr ve toprak rantı teorilerinin eleştirisi yapılırken bir bütün olarak kapitalist üretim sürecine dair değerli değerlendirmeler yapılır, fakat bu elyazmalarında Marx’ın kapitalist üretime dair tüm araştırmalarının son hali aranmamalı, elyazmaları bugün de bu şekilde okunmamalıdır. Örneğin bu Elyazmalarında, hala “Smith’in dogması”nın doğurduğu zorluklar, yani tüm metaların değerinde içerili artı-değerin kâr, ücret ve ranta dönüşmesinin çözümlenmesinin zorlukları hala çözülememiştir. Oysa ki, bu, kapitalist dolaşım sürecinin tahlili için gereklidir. Ama bunun içinse kapitalist üretiminin bir bütün olarak çözümlenmesi gerekir, oysa ki bu konuya yönelik araştırmalar 1861-1863 elyazmalarında oldukça sınırlıdır. Ama daha da önemlisi, Marx, bu çalışmalarında, bugüne kadar tasarladığı “genel olarak sermaye” kavramının sorunlu olduğu sonucuna varır. Zira 1859’da ilan ettiği “genel olarak sermaye”nin, yani farklı sermayelerden soyutlanarak rekabet alanında ortaya çıkan her şeyin incelenmesinin mümkün olamayacağı sonucuna varır. Araştırmaları esnasında Marx, yeniden üretimin bir bütün olarak değerlendirilmesinin, üretim araçları ile tüketim araçlarının üretimi olmak üzere sermayeyi ikiye bölmeyi gerektirdiği sonucuna varır. Dolayısıyla genel olarak sermayeden çok, özgün sermayelerin incelenmesi gerekir, Marx bunu Kapital’in 2. cildinde “bireysel sermaye” olarak adlandıracaktır. Araştırmaları, Marx’ın çözmesi gereken başka sorunları da gündeme getirir. Örneğin “genel olarak sermaye”den bahsederken Marx, faiz taşıyan sermayeyi de bunun içine dahil ediyor, sermayeler arasındaki rekabetten soyutluyordu. Oysa ki, “Sermaye ve kâr” adlı bölümde Marx, ortalama kâr oranını açıklamanın doğurduğu zorluklar karşısında giderek sermayeler arasında rekabetin incelenmesinin de bir zorunluluk olduğu sonucuna doğru ilerlemektedir.

Diğer bir zorluk ise, artı-değerin kâr ve rant gibi diğer ekonomik kategorilerden bağımsız ele alınamayacak olması sorunudur. Artı değer teorileri incelemeleri ilerledikçe, Marx ekonomi politiğin tarihinde artı değer teorileri ile örneğin kâr teorileri ve rant teorilerinin kronolojik olarak sıralanamayacağı sonucuna varır. Elyazmalarının sonuna doğru, Marx, yazdıklarını, tekrar dönüp, ekonomi politik tarihiyle karşılaştırma ihtiyacı hisseder ve 1863’li yılların ortalarına doğru A ile H arasındaki harflerle sıralayacağı 700 sayfa tutan 150 ekonomi politik eseri yeniden inceleyerek notlar alır.[57] Bu notları inceleyen Alman “Marksolog” Michael Heinrich, Artı değer teorileri’nde karşılaşılmayan, fakat bu yeni notlarda büyük bir yer tutan, daha sonraları da Kapital’de atıflarda bulunulan Richard Cantillon’ın varlığına dikkat çekerek, Marx’ın ekonomi politik tarihi ile ilgili araştırmalarını sadece Artı değer teorileri ile sınırlı tutmanın doğru olmayacağına söyler.

Fakat belirtmek gerekir ki, paranın sermayeye dönüşümü, mutlak ve nispi artı değer, kâr ve ortalama kâr üzerine yapılan değerlendirmelerin temeli 1861-1865 el yazmalarında bulunur ve Marx, ilerleyen yıllarda, burada yazdıklarını bazen olduğu gibi almış, çoğu zaman da daha da genişleterek burada ortaya konulan temelden faydalanmıştır.

 E) 1863-1865 Elyazmaları: Kapital’in müsveddesi

1863’in ikinci yarısından itibaren Marx kapitalist üretim ve dolaşım sürecine dair biriktirdiği tüm malzemeleri düzenli bir şekilde temize çekmeye başlar. İki yıl sürecek ve dönem dönem hastalıkların ara vermeleri zorunlu kıldığı bu süreç içerisinde, Marx, Kapital’in 3 cildinin ilk müsveddesini not eder. Belirtmek gerekir ki, 1863-1865 Elyazmaları’nda Kapital’in 4. Cildi olarak da anılan Artı değer Teorileri yoktur. Bunlar, 1861-1865 Elyazmaları’nda vardır, fakat Marx, önce, bu “teorik” bölümün bitirilmesi gerektiğini düşünür, geri kalan, kolay olan esas bölümdür. 31 Temmuz 1865’de, Engels’e yazdığı bir mektupta, çalışmalarının durumunu şu şekilde özetler:

Çalışmam konusunda ise, sana nerede olduğunu açıkça söyleyeyim. Teorik bölümü (ilk 3 kitap) bitirmek için 3 bölümün yazılması kaldı. Ardından, tarih ve kaynaklara ayrılan dördüncü kitap olacak, bu da, benim için nispi olarak en kolay bölüm olacak, zira tüm sorunlar üç kitapta çözüldü; dolayısıyla bu sonuncu daha çok tarihsel biçimde bir tekrar olacaktır. Fakat tümü gözlerimin önünde olmadan bir şeyler göndermeyi kabul edemem. Zaafları ne olursa olsun[58], sanatsal bir bütünlük oluşturan yazılarımın avantajı bu ve bu sonuca ancak, bütünü önümde bulunmadan asla basmayarak ulaşabilirim. Jacob Grimm’in yöntemiyle, [bunu yapabilmek] imkansız ve o [yöntem] genel olarak bir diyalektik bütünlük oluşturmayan eserlere uygulanabilir.[59]

Bu mektup birçok açıdan önem taşıyor. Birincisi Marx, Kapital’i dört cilt olarak tasarladığını ve bunların kendi aralarında, “sanatsal bir bütünlük”e sahip diyalektik bir bağ olduğunu belirtiyor. Fakat bunlar Kapital’in müsveddesi ve daha temize çekilmeleri gerekir, daha sonra göreceğimiz gibi, birçok bölüm sadece notlar şeklinde var.

13 Şubat 1866’da Engels’e yazdığı bir mektupta Marx, Kapital’in ilk müsveddesinin bittiğini belirtir, fakat “bitmiş olmasına rağmen, bugünkü haliyle kocaman olan bu el yazmalarını benden başka kimse yayınlayamaz, sen bile.[60] der. Marx’ın belirttiği “sen bile” ifadesi burada önem taşıyor, zira bu notları, daha sonraki yıllarda Engels, Kapital’in 2. ve 3. ciltlerini yayınlamak için kullanır. Kullanılan “sen bile” sözcüklerinin bizce iki boyutu vardır: birincisi söz konusu el yazmalarının bu şekliyle yayınlanmaya hazır olmadığı, temize çekerken eklemelerin, çıkartmaların, yorumlamaların yapılmasının gerekeceğidir; kaldı ki, birçok bölümde Marx, kısaltmalar yaparak, sadece kendisinin deşifre edebileceği notlar alır. Olayın bu boyutu geri kalan işin hala ne kadar zor olduğuna dikkat çekiyor. Ama kullanılan iki sözcüğün ikinci bir boyutu var ki, o da, “sen bile” derken, kendisinden başka bu işi yapabilecek en yetkin, hatta tek kişinin Engels olduğunun belirtilmiş oluşudur. Aslında Marx “sen bile” derken Engels’le ne kadar yakın ilişki içinde olduğunu ima etmiş olur, kaldı ki, iki düşünürün mektuplaşmaları incelendiğinde, Marx’ın onlarca konuda Engels’e sorular sorduğunu, ondan birçok teorik ve sanayi alanındaki gelişmelere dair yardımlar istediğini, onun öğüt ve eleştirilerini dikkate aldığını, keşfettiği bulguları ilk önce onunla paylaştığını ve bunlar hakkında neler düşündüğünü sorduğunu görecektir.

Bugün Engels’in Kapital’in 2. ve 3. cildini yayınlarken yaptığı kimi değişiklikler, onu siyasi olarak mahkum etmek için kullanılıyor. Özellikle de kendilerini “Marksolog” olarak tanıtan onlarca akademisyen, onun tüm eserinin devrimci ve yeni bir dünya kurma amaçlı olduğunu göz ardı ederek ve önemli olanın dünyayı değiştirmek olduğu fikrinden uzak bir şekilde, Marx’ın tüm yazdıklarını didik didik ederek inceliyor, Engels’in katkılarını ise, Marx’ı bulanıklaştırma ve onun yazdıklarına ihanet etme olarak sunabiliyor.[61] Oysa ki, Engels, bizzat kendisi, ekleme ve çıkartmaların olduğu yerlerin tümünü belirtmiş, değişiklikler yapılan yerleri Marx’ın kendisinin de değiştireceğinden emin olduğunu ifade eden notlar düşmüştür. “Sen bile” vurgusu aslında tüm bunları gösteriyor, kaldı ki, Engels dostunun elyazmalarını yayınlamaya, onu kaybettiği 1883’den itibaren, yani bu mektuptan 16 yıl sonra başlamıştır ve unutmamak gerekir ki, bu, bizzat Marx’ın vasiyetidir. Dolayısıyla bu vurgudan sonra iki düşünür, aşağıda da göreceğimiz gibi, daha 16 yıl boyunca bilimsel sosyalizmi oluşturma konusunda birlikte çalışmışlar, karşılıklı yardımlaşma, tartışma süreci yaşamışlardır.

13 Şubat 1866 tarihli aynı mektupta, Marx, 1 Ocak’tan itibaren elyazmalarını temize çekmeye başladığını, hızlı giden çalışmanın karaciğer hastalığından dolayı durduğunu ve 3 Cildi birden yayınlamak yerine, önce dostunun önerisi olan ilk cildi hemen yayınlama fikrini paylaştığını belirtir. Marx’ın bu çalışmaları Nisan 1867’ye kadar sürer. Yani bitmiş olan elyazmalarını temize çekme işi toplam 16 ay sürer, ama bu sürenin önemli bir kısmı hastalıkla boğuşmayla geçer, fakat ona rağmen bu kadar uzun sürmesi, 1863-1865 elyazmalarının durumunu anlama açısından ipucu verir. Ancak bu işin bir an önce bitmesi ve eserin yayınlanması gerekir. Ağustos 1866’da Kugelmann Marx’ı Enternasyonal’in Eylül’de gerçekleşecek Cenevre Kongresi’ne davet ettiğinde, hastalıklar içinde Kapital’in birinci cildini yazmakla uğraşan Marx, daveti ret eder. 23 Ağustos 1866 tarihli cevabında şunları belirtir:

Cenevre Kongresi’nin hazırlık çalışmalarına katılmış olmama rağmen, ne gidebilirim, ne de gitmek istiyorum, zira çalışmalarıma uzun bir süre aralık vermem imkansız. Bu çalışmayla işçi sınıfı için, herhangi bir kongreye katılmaktan çok daha önemli bir şey yaptığımı düşünüyorum.[62]

Marx Kongre’sine katılmayı ret etmiştir, fakat 13 Ekim 1866’da yine Kugelmann’a gönderdiği bir başka mektupta ifade ettiği gibi, Enternasyonal’i esas yöneten ve birçok işi, ciddi sağlık ve zaman sıkıntılarına rağmen üstlenen kişi, yine de kendisidir.

Çırpındığım koşullar (aralıksız fiziksel ve siyasi kesintiler), başta öngördüğüm gibi iki cildin birden değil, sadece 1. cildin ilk önce basılmasına neden oluyor. Diğer taraftan eser, büyük ihtimalle, 3 ciltten oluşur artık.

Bütün eser şu bölümlerden oluşuyor:

Kitap I. Sermayenin üretim süreci, Kitap II. Sermayenin dolaşım süreci, Kitap III. Bir bütün olarak sürecin biçimleri, Kitap IV. Teori tarihine katkı.

Birinci cilt, ilk iki kitabı kapsamaktadır.

Üçüncü kitap sanırım ikinci cildi doldurur, dördüncü ise üçüncü cildi.[63]

Birinci cildin baskıdan çıkmasından neredeyse günü güne 1 yıl önce gönderilen mektupta, Marx, birinci ciltte ilk iki kitabı birden yayınlamak istiyor. Marx, kapitalist üretim süreci[64] ile sermayenin dolaşım sürecini[65] birlikte tek bir kitap olarak yayınlamayı, ardından ise, bir bütün olarak kapitalist üretim sürecini[66] konu eden ikinci cildi, son olarak ise artı-değer teorilerinin incelendiği dördüncü kitaptan oluşan üçüncü cildi yayınlamayı planlıyor.

Fakat gerçekten çok zor koşullarda kitabın 1. cildinin son halini vermek için uğraşan Marx, bunu ciddi ağrılar içerisinde yapmak zorunda kalır. Artık tamamen azmış ve kronikleşmiş kan çıbanı hastalığı (füronküloz), romatizmalar ve karaciğer hastalığının ilerlediği koşullar bu çalışmayı büyük oranda yavaşlatmış ve hatta fikirlerin en uygun bir şekilde ifade ediliş biçimlerini olumsuz etkilemiştir. Çalışmaları tamamlandıktan sonra, ABD’de bulunan Alman sosyalist göçmen ve I. Enternasyonal üyesi Siegfrield Meyer’e gecikmeli gönderdiği bir yanıtta, gecikmenin nedenini şu şekilde açıklar: “Bu dönem boyunca bir ayağım zaten mezardaydı. Dolayısıyla çalışabilir HER anı, sağlığı, mutluluğu ve aileyi feda ettiğim eserimi bitirmek için değerlendirmem gerekiyordu.[67] Fakat bu çalışma koşulları, bir yıl önce planladığı iki kitabı aynı ciltte yayınlama fikrinden vaz geçmesine neden olur. Nisan 1867’de, Marx 1. Kitabı nihayet bitirir ve elyazmalarını gemi ile iki günlük bir yolculuktan sonra 10 Nisan’da Hamburg’a Otto Meismer’e götürür; fakat önce eserin bir bölümünü, “dolaysız üretim sürecinin sonuçları[68] başlıklı 6. bölümü çıkartmaya karar verir. Bu bölüm dışında 1865-1867 müsveddelerinden hiç iz kalmamıştır bugün. Marx bu bölümü daha sonra kullanmak üzere bir kenara bırakmıştır; fakat elde bulunan devasa materyal göz önünde bulundurulduğunda, geri kalan ve Kapital’in 1. cildinde kullanılan tüm materyalin ise imha edilme ihtimali yüksektir.

Kapital’in artık birinci cildi basılmaya hazırdır, fakat Marx yayınevinin eseri çabuk ama doğru düzgün basabilmesini kontrol etmek, diğer yandan ise matbaadan çıkan provaları zaman kaybetmeden düzeltmek ister. Marx, ayrıca, Almanca baskının yanı sıra derhal sınıf hareketinin ve sosyalist hareketini güçlü olduğu Fransa’da dağıtılabilmesi için Fransızcasının da çevrilmesi için girişimlerde bulunur. 1 Mayıs 1867’de Ludwing Buchner adlı Alman filozofa gönderdiği mektupta çeviri işini üstlenebilecek bir yayıncı ile onu irtibata geçirmesini rica eder. Aynı mektupta, yazın kitabın ikinci cildini, 1868 kışında ise üçüncü cildi yayınlamayı düşündüğünü belirtir.[69]

  1. II) BURJUVAZİNİN KAFASINA ATILMIŞ EN BÜYÜK TOP

 A) Kapital’in ilk Almanca baskısı

17 Nisan’da Hamburg’a varıp yayıncısı Otto Meissner’e elyazmalarını götürdüğünde, Marx, hayatının eserini Enternasyonal’in gazetesi olan Vorbole’un yayın yönetmeni Johann Becker’e şu sözlerle tanıtıyordu: “Burjuvazinin kafasına atılmış en büyük top.” Bu eser işçi sınıfının dünya görüşünün bilimsel temellerini ortaya koyması açısından olağanüstü değere sahipti, dolayısıyla sosyalistler ve işçiler içerisinde yaygınlaşması gerekiyordu. Johann Becker’e gönderilen mektubun amacı da buydu: Enternasyonal’in gazetesinde kitabın basıldığının duyurusunun yapılması.

Kitabın, önce Liebzig’de daha büyük bir yayınevi olan Brochhaus’da basılması düşünülmüştü.[70] 1861 yazından 1863 yılının başına kadar Marx adına bu yayıneviyle görüşmeler yapılmış, ama sözleşme bir türlü imzalanamamıştı. 1865 yılından itibaren, yani 1863-1865 arasında ilk üç cildin ham maddesinin tamamlandığı, eserin artık giderek ete kemiğe büründüğü koşullarda, Marx, Komünistler Ligası üyesi ve Marx’ın da bu yıllardan tanıdığı Wilhelm Strohn aracılığıyla, Hamburg’da nispeten daha küçük yayıncı olan Otto Meissner’le anlaşır. Strohn, Marx adına Meissner’le Ocak 1865’de sözleşmenin içeriğini konuşup anlaşmıştır. Mart ayında Strohn’e Marx’ın onayıyla imzalanan sözleşme iletilir. Buna göre, eserin her biri 50 formalık iki ciltten oluşması gerekir. Anlaşmada, Marx’a ücret olarak tüm masraflar çıktıktan sonra elde edilen gelirin yarısının verilmesi, zarar edildiği koşullarda ise, tüm zararın yayınevi tarafından üstlenmesi kararlaştırılır. Kitabın tanıtımı, yazarla yayınevinin anlaşmasıyla yapılacaktır, fakat satış fiyatını sadece yayınevi belirleyecektir. Kitap basıldıktan sonra yazara 10 adet ücretsiz gönderilecek, geri kalanlar ise satılacaktır. Sözleşmenin son maddesi ise, elyazmaların iletilme tarihlerine dairdir: Marx’ın yazılarını en geç Mayıs 1865’de vermesi, kitabın ise Ekim ayında basılması kararlaştırılmıştır. Fakat belirtilen nedenlerden dolayı elyazmaları iki yıl gecikmeli getirilebilmiştir. Üstelik gecikmeden de öte, Marx’ın bizzat kendisinin gelmesini gerektiren diğer bir neden ise, anlaşma ve Marx’ın planlarından farklı olarak, elyazmaların, iki değil, sadece tek bir ciltten oluşuyor olmasıdır. Marx, imzalanan sözleşmeye, gönderme tarihi ve kitabın kapsamı açısından uyamamıştır, ve Meissner’in sözleşmeyi iptal etme hakkı vardır. Bu nedenle Marx elyazmalarını bizzat kendisi getirmeye karar vermiş ve çıkacak terslikleri zaman kaybetmeden doğrudan orada hal etmeyi ummuştur.

Hamburg’a ulaştığında Marx’ın Meissner’i ikna etmesi zor olmamıştır, fakat yayınevinin yeterince düzelticisi olmadığı için, o da, elyazmalarını, basılmak üzere, Feuerbach’ın eserleriyle Engels’in “İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu” kitabını 1845 ile 1848 yılları arasında iki defa basan Otto Wigand’in matbaasına gönderir. Marx ilk baskının provalarını okumak ve düzeltmelerde bulunmak için İngiltere’ye dönüşünü erteler ve bir buçuk ay Hanovre kentinde kalan Kugelmann çiftinin evinde kalır.

Kitap 29 Nisan’da baskıya verilir ve ilk provalar 5 Mayıs 1867’de, yani Marx’ın 49. doğum gününde eline ulaşır. İlk provaları Marx, Hanovre’da düzeltmeye başlar, fakat kısa süre içerisinde kimi alıntıların orijinalleriyle karşılaştırılması ihtiyacını hisseder, fakat bunlar için tekrar eve gitmesi gerekir. Meissner’in pasif davranmasından dolayı basılacak kitapta birçok hata ve dizgi yanlışı ortaya çıkar. Bu da yetmezmiş gibi, Meissner provaları sürekli geç gönderir ve Marx’ın çalışma ritmi ve zamanının büyük oranda heba olmasına neden olur.

Marx okuduğu provaları dostu Engels’e gönderir, onun görüşlerini ve notlarını kağıdın üzerine yazmasını ister. 16 Haziran’da ilk 5 provayı okuduktan sonra cevap veren Engels dostunun hastalığının yazıyı nasıl etkilediğini hemen hisseder ve “2. provalarda kan çıbanının izlerinin” görüldüğünü belirtir. Fakat Engels’in eleştiri ve önerileri de vardır ve bu mektup Kapital’de diyalektiğin nasıl işlendiğini ve daha anlaşılır olması için nelerin yapılması gerektiğini anlama açısından büyük bir öneme sahiptir:

Özellikle ikinci forma, belirgin olan bir kan çıbanının izlerini taşıyor, ama artık bir şey değiştirilemez ve herhalde ayrıca ek bölüme de bir şeyler eklemezsin, çünkü, kültür yoksunu insanlar (philistin) bu tür soyut düşünceye zaten alışkın değiller ve değerin biçiminin aşkına beyinlerine ıstırap çektirmezler. Burada diyalektik olarak oluşturduklarını tarihsel olarak da biraz daha ayrıntıyla kanıtlamak, bu konuda söylenecek en önemli şeylerin gerçi söylenmiş olmasına karşın, deyim yerindeyse, tarihten verilecek bir kanıtın desteğini sunmak iyi olurdu; ama senin elinde öylesine çok malzeme var ki, çok iyi bir ders verebilirsin; kültür yoksunu insanlara, tarihin aracılığıyla, paranın oluşmasının gereğini ve hangi süreçte oluştuğunu gösterebilirsin.

Bu soyut değerlendirmelerde daha fazla alt bölüm ve alt başlıkla düşüncenin bağlantılarını daha hassas kılmadığın için büyük hata yaptın. Kısa paragraflarla, her diyalektik geçişin özel bir başlıkla ve eğer mümkünse konudan ayrıldığın yerlerin ve basit örneklemelerin özel bir harf karakteriyle gösterildiği Hegelci Ansiklopedi gibi yapmalıydın.

Kitap belki bilgiççe görünebilirdi, ama daha geniş bir okur kesiminin kavrayabilmesi kolaylaşırdı. Çünkü populus [halk], hatta eğitim görmüşler bile, bu tür düşünceye artık alışkın değiller, dolayısıyla onlara mümkün olan tüm kolaylıkları sunmak gerekir.

Daha önceki (Duncker[71]) ile karşılaştırıldığında, diyalektik gelişmedeki titizlikte ilerleme çok belirgin; tanıtımında bile, kimi şeylerin ilk biçimlerinde sunulması çok daha hoşuma gidiyor. Ne yazık ki, o kadar önemli olan ikinci prova kan çıbanından etkilenmiş.

Ama yapılabilecek bir şey yok ve diyalektik olarak düşünebilen her kimse buraları zaten anlayacaktır. Öteki provalar çok iyi ve okurken büyük zevk verdi… Bugün sana 5 provayı yolluyorum.[72]

Görüldüğü gibi, Engels sert ama yoldaşça eleştirir; ortak dava açısından büyük öneme sahip olan bu eserin bir yandan halk tarafından daha anlaşılır kılınması üzerinde durur, diğer yandan ise diyalektik mantığın nasıl daha iyi yansıtılacağına dair önerilerde bulunur. Marx bunların tümünü dikkate alacak, daha sonra da göreceğimiz gibi, Kapital’in ikinci baskısında uygulayacaktır. Zira Marx, dostunun zihinsel olarak katkılarının, diyalektik ve tarihsel materyalizm konusundaki birikimlerinin çok iyi farkındadır ve bunlardan faydalanmak için onlarca konuda onun yardıma başvurmuştur. 22 Haziran’da eline geçen 4 yeni provayı Engels’e gönderen Marx, dostuna şunları söylemekten geri durmaz:

Umarım, bu dört formadan memnun kalırsın. Bugüne kadar bana sergilediğin memnuniyet, benim için dünyanın geri kalan kısmının söyleyebileceği[73] her şeyden[74] daha fazla öneme sahiptir.[75]

16 Ağustos Cuma günü sabahın ikisinde Marx’ın son provayı düzeltmeyi bitirir ve derhal ilk işi, bunun mutluluğunu dostu Engels’le paylaşmak olur. İyi haberi vermek için gönderdiği mektup, dostunun bu eserin tamamlanması için oynadığı rolü açıkça ortaya koyar:

Kitabın sonuncu formasının (49’uncu) düzeltilmesini daha yeni tamamladım. Ek –‘Değerin biçimi’– küçük puntolarla bir forma ve çeyrek tuttu. Önsöz de aynı. Dün düzetildi ve yollandı. Böylece bu cilt tamamlandı. Bu mümkün olduysa, yalnızca SANA borçluyum! Benim için özverin olmasaydı, üç cildin gerektirdiği çalışmayı yapmam imkansız olurdu. Seni minnetkarlıkla kucaklıyorum![76][77]

Daha sonra 2. ve 3. cildin yayınlanması için Engels’in sergilediği çabaları incelediğimizde daha detaylı aktarılacaktır, fakat burada Engels’in rolüne dikkat çekmek özel önem taşıyor. Bilimsel sosyalizmin diğer kurucusunun yardımını sadece maddi yardım ile sınırlı tutmak, Engels’in katkılarını anlamamak olur. Kuşkusuz söz konusu maddi yardım olmasaydı, Marx eserini kesinlikle kaleme alamazdı; ama Engels’in katkılarına bu elyazmalarının kaleme alındığı süreç içinde yaptığı entelektüel katkılar, öneri ve eleştirilerini de eklemek gerekir. Maddi yardım, kitabın yazılması ve basılmasının koşullarını sağlarken, farklı açıklama, öneri ve eleştiriler de kitabın bilinen içerikte çıkmasına katkıda bulundu. Marx’ın tüm provaları Engels’e göndermesi, basılmadan önce yapılabilecek tüm değişiklerde onun önerileri ve eleştirilerine başvurması, bu görüşlere büyük bir değer vermesi hiç de tesadüf değildir.

Kapital’in yazılmasında katkıda bulunanlardan bahsederken, Marx’ın hayat arkadaşı ve çilelerinin ortağı Jenny Marx’ın desteğine vurgu yapmamak da olmaz. Kapital’in yazılmasına içerden tanıklık eden Marx çiftinin kızı Eleanor Marx, anılarında annesi hakkında şunları belirtir: “Jenny von Westphalen olmasaydı, Karl Marx asla olduğunu olamazdı.[78]

Her şeyden önce, Jenny’nin varlıklı bir aileden geldiğini ve Marx için aşırı yoksulluk içinde yaşamayı, Paris, Belçika ve İngiltere’ye sürgün edilmeyi kabul ettiğini belirtmek lazım. Marx’ın 1850’li yıllarda ekonomi politiğin eleştirisi üzerine yoğunlaştığı koşullarda, Marx çifti, yoksulluktan 3 çocuğunu kaybeder (Edgar Marx –Ocak 1847’de doğdu– 6 Nisan 1855’de öldü, Guido Marx –5 Kasım 1849’de doğdu– 19 Kasım 1850’da öldü, Fransizka Marx –28 Mart 1851’de doğdu– 14 Nisan 1852’de öldü). Marx çiftinin kaybettiği ilk çocukları Guido, daha bir yaşını yeni geçmişken hayata gözlerini yumar. Çocuğunu emziren ve 28 Mart’ta doğacak olan Fransizka’ya beş aylık hamile olan Jenny evladını kaybetmenin büyük acısını yaşar. Marx, Engels’e gönderdiği bir mektupta şunları belirtir: “Mektubun eşime çok iyi geldi. Gerçekten çok tehlikeli bir heyecan ve duygusal durumdaydı. Çocuğu kendisi emzirmiş, çok zor koşullar ortamında ve büyük fedakarlıklar pahasına yaşamını sağlamıştı.[79]

Franziska da, aynı Guido gibi, doğumunun birinci yıldönümünden birkaç gün sonra, 14 Nisan 1851’de hayata gözlerini yumar. Marx çifti o kadar yoksul koşullarda yaşar ki, çocuklarına bir tabut alma olanakları bile yoktur. Acılar içerisinde kahrolan Jenny, komşuları Fransız bir mültecinin kapasını çalar ve 2 sterling tabut parası rica eder. 16 Ocak’ta 1855’de Eleanor doğar ve dört ay sonra, 6 Nisan’da, bu seferde 8 yaşında olan Edgar hayata veda eder. Bir kez daha Marx çiftinin tabut alacak olanakları yoktur ve bunun için elbiselerini satmak zorunda kalırlar.[80] Jenny büyük acılar çeker, ama onu gören Marx da, evlat yitirmenin yanı sıra bir de Jenny’ye bunları çektirmiş olmaktan derin ıstıraplar çeker. 1850’li yıllar boyunca Engels’e gönderdiği mektuplar, bir baba ve eş olarak, çocukları ve eşinin bu kadar acı çekmesinden ne kadar etkilendiğini gösteriyor.[81] Edgar’ı kaybettikten sonra gönderdiği iki mektup, Marx’ın o dönemdeki ruh halini anlama açısından önemlidir. 12 Nisan 1855’de Engels’e gönderdiği mektup, yaşadığı büyük acıyı şu kelimelerle anlatır:

Elbette evin ruhu ve hayatı olan değerli çocuğumuzun ölümünden bu yana ev bomboş ve yasa bürünmüş durumda. Onu her an ne kadar özlediğimizi anlatamam sana. Her türlü tersliği yaşadım, ama bedbahtlığın ne olduğu ancak şimdi öğrendim. Kendimi yıkılmış[82] hissediyorum. Şansıma cenaze gününden bu yana o kadar şiddetli baş ağrılarım var ki, ne düşünebiliyor, ne duyabiliyor, ne de görebiliyorum.[83]

28 Temmuz’da Lassalle’a gönderdiği bir başka mektupta ise, aynı acıyı şu şekilde ifade eder:

Bacon, gerçek büyük insanların doğa ve dünyayla o kadar çok ilişkisi olduğu ve o kadar çok şeye ilgi gösterdiklerinden, her türlü kayıptan sonra çabucak teselli olduklarını belirtir. Ben bu büyük insanlardan değilim. Çocuğumun kaybı kalbimi o kadar derinden yıktı, ruhumu o kadar sarstı ki, bu kaybı ilk günkü gibi hissediyorum. Zavallı eşim, o da, tamamen parçalandı[84].[85]

Onca acı ve derin yoksulluk içinde Jenny, Marx’ın mücadelesine destek olmaktan asla vazgeçmemiştir. Hastalıklarının izin verdiği dönemlerde eşi için sekreter olmuş, mektuplarına cevap yazmış, okunması neredeyse imkansız olan el yazmalarını temize çekmiş, onun için görüşmeler yapmıştır. Marx için duyduğu sevgi ve saygıyı her zaman korumuş, onun çalışmaları üzerine yoğunlaşabilmesi için elinden geleni yapmıştır. Bitmez tükenmez hastalıkların onu yatağa hapsettiği durumlarda, başında bekleyen, ona çocuk gibi bakan, iyileşmesi, bir an önce çalışmalarını başına geçip eserini yayınlaması için çaba sarf eden, yine Jenny olmuştur. Nihayetinde Kapital’in ilk cildi yayınlandığında, Jenny de, aynı Marx gibi sevinmiştir. 24 Aralık 1867’de Doktor Kugelmann’a gönderdiği bir mektupta Jenny şunları ifade etmiştir:

Karl’ın kitabı için gösterdiğiniz büyük ilgi ve bu konuda sarf ettiğiniz sonsuz çaba için size en kalpten teşekkürlerimi iletiyorum. Anlaşılan Almanlar takdirlerini sessizlik ve tam bir görmezlikle ifade etmeyi tercih ediyorlar.

Sayın Kugelmann, bana inanabilirsiniz ki, bundan daha fazla zorluklar içinde yazılmış kitap nadirdir ve bu bölüm hakkında büyük ve sonsuz dert, sıkıntı ve acının gizli tarihini yazabilirim. Eğer işçiler bu eseri sonuçlandırabilmek için çekilen fedakârlıklar hakkında en küçük bir fikre bile sahip olsalardı, kendileri ve kendi çıkarları için yazılan bu kitaba, belki biraz daha fazla ilgi gösterirlerdi. Görünen, Lassalcılar bu esere ilk sahip çıkanlardır, ama keyiflerine göre çarpıtmak için. Ama olsun, bir şey olmaz.[86]

Jenny’nin bu sözleri üzerinden Kapital’in birinci baskısının gördüğü ilgiyi incelemeye geçebiliriz.

  1. B) Sessizlik komplosunu parçalama teşebbüsleri

Marx ve Meissner arasında imzalanan sözleşmeye göre yayıncının kitabın reklam işiyle de uğraşması gerekiyordu. Kitap yayınlanmadan bir ay önce, Meissner Kapital’in önsözünden bir bölümü farklı gazetelere reklam amaçlı gönderir. Bunu, 4 Eylül 1867’de Die Zukunft [Gelecek] adlı gazete, 3 gün sonra ise Der Beobachter [Gözlemci] ve The Bee-hive [Arı kovanı] adlı gazeteler yayınlar. Enternasyonal’in üyesi ve Marx’ın dostu Hohann Philipp, Becker’in yönettiği Genevre’de çıkan Der Vorbote [Müjdeci] gazetesi de, hem kitabın ilanını hem de önsözünün bir bölümünü yayınlayarak, kitabın önemine vurgu yapar ve okurlarına eseri okuma çağrısında bulunur. Kitap çıktıktan birkaç gün sonra, Meissner Marx’a, gazetelere toplam 50 ilan verdiğini belirtir.

Kitap 14 Eylül’de yayınlanır ve Marx, Darwin’in ret etmesinden sonra, eserini 1864’de kaybettiği yakın dostu Wilhelm Wolff’ın anısına adar: “Proletaryanın yürekli, vefalı, yüce gönüllü örnek öncüsü, unutulmaz dostum WILHELM WOLFF’e. 21 Haziran 1809’da Tarnau’da doğdu, 9 Mayıs 1864’te Manchester’de sürgünde öldü.

Wolff, tüm hayatı botunca Prusya despotizmine karşı mücadele yürütmüş bir devrimci olarak, defalarca sürgüne gitmek zorunda kalmıştır. Marx ve Engels’le 1846’da Brüksel’de tanışır, onlardan çok etkilenir ve hayatın geri kalan zamanını ise giderek oluşan işçi sınıfının dünya görüşü Marksizmi yaymaya adar. 1848 Devrimi esnasında Wolff tekrar Almanya’ya döner ve Neue Rheinische Zeitung’un çıkartılması için Marx ve Engels’e elinden geldiği kadar yardım eder. Devrimin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra, gericiliğin baskısı karşısında Wolff İsviçre’ye kaçmak zorunda kalır, orada şehirden şehirde dolaştıktan sonra, nihayet İngiltere’ye yerleşmeye karar verir. 1853 yılında Manchester’e yerleşir ve devrimci mücadeleye artık burada devam eder. Son yıllarını hastalıklarla boğuşarak geçirir ve 9 Mayıs’ta hayata gözlerini yumar. Biriktirdiği az miktarda parayı, çalışmalarına devam edebilmeleri için Marx çiftine bırakır.

Kapital yayınlandığında burjuva ekonomi çevreleri, eser karşısında sessiz kalmayı, eleştirerek belli çevrelerde reklamının olmasına tercih ederler. Marx ve yakın dostlarıysa, bu kitapta geliştirilen tezlerin işçilere ulaştırılmak üzere, aydınlar içerisinde bir tartışmanın başlatılması gerektiğini düşünürler. Marx ve Engels, öncelikle tüm dostlarının dikkatini kitabın en geniş kesim içerisinde reklam ve duyurusunun yapılmasına çekerler. Engels örneğin, farklı gazete ve dergilerde yayınlanmak üzere, bunların yayın çizgisini dikkate alarak, kitabı tanıtan toplam 9 makale kaleme alır, fakat bunların ancak yedisi yayınlanır. 11 Eylül 1867’de, yani kitap daha matbaadan çıkmadan önce Marx’a gönderdiği bir mektupta, Kapital’in reklamının yapılması gerektiğini kastederek, “işlerin yolunu girmesi için kitaba burjuva bakış açısından saldırsam mı?[87] diye sorar. Ona göre, bu bakış açısından yazılan bir makaleyi, “Meissner ya da Siebel kimi gazetelerde yayınlatmak için uğraşabilirler.” Ertesi gün dostuna cevap yazan Marx, bu soruya şöyle cevap verir: “Kitaba burjuva bakış açısıyla saldırma tasarın var olabilecek en iyi kurnazlıktır. Fakat, yayınlandıktan sonra, bunu Meissner değil de Siebel ya da Rittershaus[88] aracılığıyla yapmak daha iyi olur. En iyi kitapçıların oyunumuzu çok açıkça görmemeleri lazım. Diğer yandan, tekrar eve dönen Kugelmann’a altı çizilmesi gereken olumlu yönler üzerine bilgi göndermen lazım. Yoksa saçmalıklar yazar, zira hayranlık kendi başına yeterli değildir. Tabii ki, ben bunu senin kadar özgür yapamam…[89] Marx’ın önerisi üzerine Engels, kitabın yayılmasına katkı sunabilecek herkese yazılabilecek makaleler konusunda yardımcı olacağını iletir.[90]

Kapital’e karşı düzenlenen “sessizlik komplosu”nu Alman aydınları içerisinde ilk bozan Eugen Duhring olur. Ergänzungsblätter zur Kenntnis der Gegenwart adlı dergide yazdığı makalede Marx’ı eleştirir. Engels, 7 Ocak 1868’de makaleyi Marx’a gönderir ve mektubunda genç ekonomist ve filozofun makalesinin hafifliğiyle dalga geçer. Marx’ın ertesi gün Engels’e gönderdiği mektupta Dühring eleştirilir, fakat 6 Mart’ta Kugelmann’a gönderdiği başka bir mektupta ise, “bu kişiye minnet borçluyum, çünkü bir şeyler söyleyen ilk uzman o oldu[91] der. Ondan sonra Marx’ı eleştiren burjuva ekonomistleri olmuştur, ama bunlar genelde Marx’a hakaretler savurmaktan öteye gitmemişlerdir. Ancak, ileri işçi ve sosyal demokratlar içerisinde ilgi tersine giderek artar. Beş buçuk yıl sonra, kitabın ikinci baskısı için 24 Ocak 1873’te kaleme aldığı “sonsöz” de Marx, “Kapital’in çok kısa bir süre içinde Alman işçi sınıfının çok farklı kesimleri tarafından akıllıca karşılanması, emeğimin en iyi ödülüdür[92] diye belirtir. Onu en çok sevindiren, kitabın yayınlanmasından hemen sonra Alman proletaryasının önderlerinden Johann Becker, W. Liebknecht, August Bebel, Wilhelm Eichhoff, J. Dietzgen ve diğerlerinin eseri hemen okuyup kavrama ve yaygınlaştırma çabası içerisine girmiş olmaları olur.

Örneğin 1868’in sonbaharında toplanan Enternasyonal’in Brüksel Kongresi’nde, Alman delegeler adına Friedrich Lessner şu öneriyi onaya sunar: “Geçen yıl yayınlanan Karl Marx’ın eseri Kapital’i tüm ülkelerin işçilerine öneriyor; bu önemli çalışmanın, hiçbir çabayı esirgemeden, hala yayınlanmamış olduğu dillere çevrilmesine katkıda bulunmanın gerekliliğinin altını çiziyoruz.[93] Bu karar, birçok dile çevrilerek, farklı ülkelerini sınıf hareketlerinin organlarında yayınlanır. Marx’ın İngiltere’de yaşamasından dolayı bu karara ilgi gösteren muhafazakar Times dergisi bile, 15 Ekim 1868 tarihli sayısında haberini yapar.

Fakat kitabın “akıllıca karşılanması” derken, Marx, geliştirilmiş olan görüşlerin işçi sınıfına mal olması için her yola başvurulması kasteder. Bu açıdan özellikle de August Bebel’in eserin propagandasını yapmak için Kuzey Almanya Meclisi’ni değerlendirmesini işaret eder. 18 Mart 1869’da Meclis’te sanayilerin statüsü tartışılırken Bebel kürsüye çıkar ve fabrikalarda çalışma koşullarının resmi olarak yasalarla sınırlandırılmasını, işçilerin Pazar günleri çalıştırılmalarının yasaklanmasını, günlük 10 saat çalışma süresinin yasallaşmasını savunur ve bunların gerekçelerini açarken Marx’ın eserine ve tezlerine akıllıca atıflarda bulunur. Marx bu konuşmayı o kadar beğenir ki, 13 Nisan 1869’da Enternasyonal’in toplantısında, bu konuşmanın “her açıdan çok iyi” olmanın yanı sıra “bir Meclis’te yapılan ilk sosyalist konuşmalardan birisi[94] olduğunu belirtir. Bu konuşmadan etkilenen diğer sosyalistler de aynı yönlü konuşmalar yapma teşebbüsünde bulunduklarında Meclis’ten atılırlar. August Bebel Meclis kürsüsü dahil tüm olanakları iyi değerlendirebilen ileri bir Sosyal Demokrat aydındır. Marx, onlarca toplantı ve yazıda Kapital’i tanıtmanın yanı sıra, onun, örneğin Mart 1872’de A. Hepner’le birlikte Alsace-Lorraine bölgelerinin Prusya topraklarına katılmasını protesto ettiklerinden dolayı verildikleri mahkemeyi bir kürsü olarak kullanmasını takdirle anar. 16 Mart 1872 tarihli davada Liebkneckt duruşma esnasında Kapital’in önsözünün bir kısmını okumak ister, fakat savcı sözünü keserek konuşmasını engeller, lakin Alman sosyalistin konuşmasının metni yine de tutanaklara geçer.

Kapital’i yorulmak bilmeden yayanlardan biri de doktor Kugelmann’dır. Siyasal darlığına rağmen Kugelmann, Marx ve Engels’in tüm eserlerini incelemiş, onlarla kesintisiz mektuplaşmış ve sorduğu sorularla Marx ve Engels’in birçok konuya açıklık getirmelerini sağlamıştır. Marx, ona 12 Ekim 1868’de gönderdiği bir mektupta şunları belirtir: “Kitabım için, şahsen benim için yaptıklarınızdan bahsetmeden bile, tüm Almanya’dan daha fazlasını yaptınız.[95]

Tüm bu yoğun çalışmalardan dolayı, 1000 adet basılmış kitabın birinci baskısı 1871 yılının sonuna doğru tükenme aşamasına gelir.

  1. C) Almanca diğer baskılar

1871 yılının sonuna doğru, Otto Meissner, gönderdiği bir mektupla, Marx’a, Kapital’in 1000 adet basılan birinci baskısının bitme aşamasına geldiğini ve ikinci cilt için hazırlık yapılması gerektiğini söyler. Hazırlanacak yeni baskı için Marx ile Meissner arasında yeni bir sözleşme imzalanır. Almanya’da sosyalist hareketin büyümesi ve sınıf hareketinin gelişmesine bağlı olarak ilginin arttığı Kapital’in yeni baskının 3000 adet olması kararlaştırılır. Kapital gibi okuması ve anlaşılması çok da kolay olmayan bilimsel bir eser için o dönem 3000 adet büyük bir sayıdır. Bu baskıda, eser, 10 ile 12 fasikül halinde basılacak ve masrafların büyük oranda çıkartılmış olmasından dolayı yeni baskı biraz daha ucuza satılacaktır. Marx ise, bu yeni baskıdan, 3 sefere bölünerek, toplam 500 taler[96] ücret alacaktır.

Paris Komünü’nün yenilgiye uğradığı, yenilginin tüm Avrupa işçi sınıfı üzerinde ciddi olumsuz etkilerinin olduğu, sosyal demokrat hareket içerisinde de ciddi siyasi tartışmaların yaşandığı, ama Kapital’in Fransızca çevirisinin düzeltmeleri üzerine de yoğun bir çalışma yürüttüğü koşullarda, Marx, Kapital’in birinci cildi üzerinde değişikler yapmaya Aralık 1871’de başlar. İlk baskının provaları üzerine çalıştığı sırada Engels’in eleştirileri ve gelen tepkileri dikkate alarak önemli değişikler yapmaktan geri durmaz. İlk baskıda kitap 6 bölüme ayrılmıştır, ikinci baskıdaysa Marx, kitabı hafifletmek ve ara başlıkları çoğaltmak için bu bölümlere “kısım” adı altında genel bir başlık koyar. İlk baskıda Engels’in çok uzun ve diyalektik bağların anlaşılmasının zor diye eleştirdiği 4. Bölüm, yani “mutlak ve nispi artı-değerin üretimi üzerine sonraki araştırmalar” bölümü, iki ayrı “kısım”a bölünür: “5. Kısım: Mutlak ve nispi artı-değer üretimi”, “6. Kısım: Ücretler”. Diğer yandan, yine Engels’in önerisi üzerine bölümlerdeki alt başlıklar üzerinde de değişiklikler yapılır. Meta bölümünde, Marx, birinci baskıda olmayan “Kullanım değeri” diye bir alt başlık koyar. Yine ilk baskıda Kugelmann’ın önerisi üzerine “Değerin biçimleri üzerine” adlı ek bölümde değişikler yaparak, onu birinci bölüme ek olmaktan çıkartır ve tamamen bölüme dahil eder. İlk baskıda “Para” bölümü yeterince açılmamış ve Marx buradan doğan eksikliği gidermek için okuru “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı” kitabına yönlendirmiştir. Hastalıklar içerisinde kitabı bitirmek için uğraşan Marx için, bu, geçici bir çözümdür. Fakat şimdi daha fazla zaman varken, Marx, Kapital’in bütünlüğünü geliştirme ve okumayı kolaylaştırmaya yönelik bu bölümdeki yönlendirmeyi kaldırıp, para konusuna dair geliştirdiği görüşleri tamamen bu bölüme entegre eder. “Artı değer oranı” başlıklı 7. bölümü Marx tekrar yazar ve özellikle de bölümün ikinci kısmında önemli değişiklere gider. Kitap bir bütün olarak gözden geçirilir ve yanlış anlaşılmalara neden olabilecek tüm cümleler tekrar yazılarak daha da berraklaştırılır ve Marx, görüşlerinin tüm zenginlikleriyle en doğru şekilde ifade edilmesi konusunda büyük titizlik gösterir. 24 Ocak 1873’de yazdığı “Sonsöz”de, yaptığı tüm değişiklikleri Marx özet olarak okura bildirir. Fakat daha sonra göreceğimiz gibi, Marx, aynı yıllarda Fransızca çeviriyi gözden geçirirken, Almanca baskısında yapılması gereken yeni değişiklikler tespit eder, fakat baskısı beklenen kitabın gecikmesini istemez:

Paris’te çıkacak olan Fransızca çeviriyi gözden geçirdiğim sırada gördüm ki, Almanca asıl metin, bazı yerlerde daha kapsamlı gözden geçirmeleri, bazı yerlerde daha ciddi biçimsel düzeltmeleri ve bazı yerlerde gözden kaçmış hatalar da daha dikkatli bir şekilde temizlenmeyi gerektiriyordu. Bunu yapmaya zaman yoktu, çünkü başka acil işlerle meşgulken, kitabın tükendiğini ve Ocak 1872’de ikinci baskıya başlanacağının haberini ancak 1871 sonbaharında aldım.[97]

Marx’ın burada ima ettiği acil işler, Paris Komünü’nün tahlilini yapmak ve buradan çıkacak dersleri acilen Enternasyonal’in birikimi haline getirmektir. “Fransa’da İç Savaş” (1871) kitabı tam da bu yıllarda yazılmıştır. Bu kitap, Komün’ün hala iktidarda olduğu, ama ciddi sıkıntılar çekmeye başladığı bir dönemde kaleme alınmıştır. 15 Nisan 1871’de Marx, Enternasyonal’in Genel Konseyi’ne tüm üye örgütlere gönderilecek bir derlemenin kaleme alınmasını önermiştir. Kabul gören bu öneriyi Marx derhal kaleme alıp 5 hafta içerisinde bitirmiş, 30 Mayıs’ta, yani “kanlı hafta”dan iki gün sonra Enternasyonal’in Genel Konseyi’ne sunmuştur.[98] Onaylandıktan sonra Enternasyonal’in tüm üye örgütlerine gönderilen bu metni yazmak için Marx, elindeki diğer tüm işleri bırakıp bu işe yoğunlaşmıştır, zira onun tüm çalışmasının yönünü her zaman olduğu gibi sınıf mücadelesinin ihtiyaçları belirlemektedir. Yine 1872 yılının ilk aylarında Marx ve Engels, Enternasyonal içerisinde bölünmeleri teşvik eden Bakuninciliğin sekterliğini ve sınıf hareketine ne kadar yabancı olduğunu teşhir eden “Enternasyonal’de Sözde Bölünmeler” makalesini kaleme alırlar.

Mart 1872’de Marx, nihayet, Meissner’e ilk fasikülü basması için 42 sayfa iletir, fakat Leipzig’de bulunan matbaanın işçileri, 26 Ocak’tan beri grevdedirler. Bu ilk fasikül, 13 Mayıs’ta grevleri biten işçiler işe başladıktan sonra baskıya girer ve ancak Temmuz ortalarına doğru çıkabilir. Ağustos’un son günlerinde 2. Fasikül, Eylül ayında 3. ve 4. fasiküller çıkar. 5. fasikülün yazılarını Marx daha gönderemediği için, Meissner acilen onları da ister, çünkü matbaanın basacak işi kalmamıştır ve işçiler boş beklemektedir. Marx elindeki işi bitirmek için acele eder, ama 5. ve 6. fasiküller ancak Kasım 1872’de basılabilir. 7. ve 8. fasiküller ise, Aralık 1872’de piyasaya sürülür. 5 Nisan günü, Marx elinde kalan son yazıları da iletir ve 9. son fasikül de Haziran 1873’de çıkar. Ardından Meissner, değişik gazetelere, tüm fasiküllerin birleşerek kitap olarak basılacağı ilanını verir.

1875 Gotha Kongresi’nde Alman sosyal demokrat hareketlerinin birleşmesiyle sosyalist harekette bir canlanma yaşanır. Sınıf içerisinde etkisinin artmasına bağlı olarak üye sayısı arttığı gibi, gazete ve farklı propaganda araçlarının dağıtımı da artar. Kapital’in dağıtımı, etkisi ve yaygınlaşmasında da ciddi bir artış görülür. Ekim 1883’de Meissner, Marx’a 3000 adet basılan 2. baskının bitmekte olduğunu ve 3. baskıya hazırlık yapılması gerektiğini bildirir. 9 Ocak 1883’de Meissner, Eleanor Marx aracılığıyla babasına tekrar bir mesaj gönderir ve acilen 3. baskı hazırlıklarına başlanmasını ister. O yeniden 3000 adet basmak ister, fakat o an istediği değişiklikleri yapma ihtimali çok düşük olan Marx, 2. baskıdan yeniden sadece 1000 adet basılmasını, 3. baskı için farklı değişiklikler yapabilmek için biraz zaman gerektiğini belirtir. Marx için o an acil olan, kitabın 2. cildinin hazırlanması ve basılmasıdır. Fakat Jenny Marx’ın 2 Aralık 1881’deki ölümü Marx’ı büyük oranda sarsmıştır. O kadar etkilenmiştir ki, doktorlar cenaze törenine katılmasına bile izin vermemişlerdir.

Marx, gücünün olanak verdiği oranda Kapital’in ikinci cildi üzerine çalışmaya devam eder. Meissner’in Eleanor ile 3. baskı konusunda ısrar ettiği 9 Ocak 1883’den tam 2 gün sonra, Marx’ın büyük kızı Jenny’nin ölüm haberi gelir. Daha 38 yaşında olan Jenny’nin ölümü Marx’a hançer gibi batar, acı o kadar ağırdır ki, Marx’ın yorgun bedeni artık iki Jenny’nin kaybına dayanamaz. Marx 14 Mart 1883’de hayatının eseri Kapital’i bitiremeden gözlerini ebediyen kapatır. Son vasiyetlerinden birisi, artık bıraktığı el yazmalarından Engels’in “bir şeyler çıkartması”dır.

Marx, 2. baskıyı, özellikle de “Sermayenin birikim süreci” bölümünü teorik olarak gözden geçirmek, 1. baskıdan sonra çıkan parlamento ve tıbbi istatistik bilgilerle de güncelleştirmek istemektedir. Buna zaman bulamayınca, kötü Fransızca çeviriyi gözden geçirirken zorunlu olarak tamamen yeniden yazdığı ve haliyle de eklediği tüm değişiklikleri Almanca 3. baskıya da geçirmekle kendisini sınırlandırmaya karar vermiştir. Fransızca baskı için yaptığı değişiklikleri genel hatlarıyla defterine ve kitabının üzerine notlar olarak yazmış, fakat bunları uygulamaya fırsat bulamamıştır.

Engels, bunlar ve Marx’ın kendisine aktardığı bilgiler üzerinden ve ona tamamen sadık kalarak 3. basımı hazırlar. Engels, Marx’ın kaleme aldığı “Değişim değeri ve kullanım değeri” üzerine kısa notları bu baskıda dikkate alır, ama bunlar çok sınırlıdır.[99] 1883 yaz aylarında Engels, 3. baskının provalarını düzeltmeyle uğraşır, fakat çoğu zaman bu işi hastalığın onu yatağa hapsettiği koşullarda yapmak zorunda kalır. Bu koşullar kimi hataların gözden kaçmasına neden olmuştur. 7 Kasım 1883’de yazdığı önsöz için Engels şunları belirtir: “Bu üçüncü basımda, yazarın kendisinin değiştireceğinden emin olmadığım tek bir sözcük bile değiştirilmedi.[100] Bu ikinci cilt 1884 yılında çıkar. 5 yıl sonra, 1889’un sonbaharında, Meissner, Engels’e, birinci cildin 4. baskısını hazırlamaya başlamak gerektiğini bildirir. Engels’e göre, bu yeni baskı için 3. baskıda gözden kaçan hataların tümü düzeltilmeli, Fransızca basım için Marx’ın yaptığı eklemeler tekrar daha titizce gözden geçirilmelidir. Almanca 3. baskıdan sonra, Marx’ın küçük kızı Eleanor babasının İngiliz kaynaklardan yaptığı metinlerin tümünü orijinalleriyle teker teker karşılaştırmıştır ki burada belirtilmiş kimi değişiklikleri de eklemek gerekmektedir. Bu iş Kasım 1889’da tamamlanmış, kitabın 1. Cildinin son biçimi baskıya gönderilmiş ve tekrar 3000 adet basılmıştır. Bugün tüm dünyada çevrilen ve basılan Kapital’in birinci cildi söz konusu 4. baskıyı temel alır.[101] Kapital’e katkıları sadece birinci ciltle sınırlı olmayan Engels, ikinci ve üçüncü cildin yayınlanması için de büyük bir emek harcar. Tüm ciltler arasında bir “sanatsal bütünlük” kuran Marx’ın Kapital’inin tüm ciltlerinin yayınlanması bilimsel sosyalizmin kurulması ve yaygınlaşması açısından olağanüstü öneme sahiptir.

Devam edecek…

[1] Michael Heinrich, Ce qu’est Le Capital de Marx, Paris, Editions sociales, 2017, sf. 17

[2] Orijinal metinde Fransızca – “Et cela fait”

[3] Orijinal metinde Fransızca – “Ca commence à m’ennuyer”

[4] Orijinal metinde Fransızca – “Au fond”

[5] Karl Marx – Friedrich Engels, Lettres sur Le Capital, Paris, Editions sociales, 1964, sf. 51

[6] Age, sf. 52

[7] Bu defterler, MEGA 2 diye adlandırılan Marx ve Engels’in tüm yazılarının yayınlanacağı koleksiyonun 4. Bölümde, 7 ile 11. ciltlerde yayınlanacaktır. 1975’den itibaren Almanya’da yayınlanmaya başlayan Mega 2 (Marx Engels Gesamtausgabe), Sovyetler Birliği ve Doğu Almanya’nın çöküşünden sonra Amsterdam Uluslararası Marx Engels Vakfı tarafından devralındı. Mega 2, Marx ve Engels’in yayınladıkları tüm metinleri, orijinal hallerinde sunuyor. 4 ayrı bölümden oluşuyor. Birinci bölüm (Mega 2/I), Marx ve Engels’in Kapital dışındaki tüm el yazmaları ve yayınlanan kitaplarını 32 ciltte topluyor. 2. Bölüm (Mega 2/II), Kapital ve tüm hazırlık el yazmalarını 15 ciltte topluyor. Üçüncü bölüm (mega 2/III), Marx ve Engels’in mektuplaşmalarının yanı sıra onlara gelen tüm mektupları içeriyor (35 cilt). Dördüncü ve son bölüm ise, Marx ve Engels’in aldıkları tüm notları içeriyor (32 cilt). Mega 2, toplam 114 cilt oluşacak ve şu ana kadar yaklaşık yarısı yayınlanmış durumda. Marx ve Engels’in elyazmalarının önemli bir kısmını Amsterdam Uluslararası Marx Engels Vakfı internet üzerinden yayınladı : https://search.socialhistory.org/Record/ARCH00860

[8] Karl Marx-Friedrich Engels, Correspondances [Mektuplaşmalar], cilt II, Paris, Editions sociales, 1971, sf. 108-111 ve sf. 125-130

[9] MEGA 2, 4. Kısım, 8. Cilt, sf. 227-234

[10]Ekonomi üzerine açıklamalar” adlı yazı Marx’ın kaybolmuş yazılarından biridir. Yazının içeriğine dair somut bir bilgi olmamakla birlikte, 1857 yılında yazılmış olan Grundrisse’de üretim ve değişim konusunda görüşlerini belirttiği bir paragrafta, Marx bu notlara atıfta bulunur ve tekrar bu yazıya bakılması gerektiğini belirtir. Marx, Manuscrits de 1857-1858 (Grundrisse), cilt 1, Paris, Editions sociales, 1980, sf. 94

[11] Karl Marx-Friedrich Engels, Correspondances [Mektuplaşmalar], cilt V, Paris, Editions sociales, 1975, sf. 8, Marx’ın Engels’e 11 Temmuz 1857 tarihte gönderdiği mektup.

[12] Karl Marx, “İntroduction à la critique de l’économie politique”, in Contribution à la critique de l’économie politique, Paris, 1972, sf. 149-175

[13] Karl Marx, Contribution à la critique de l’économie politique, Paris, 1972, sf. 2

[14] Orijinal metinde Fransızca – “tufan”. 1850’de yayınladığı ve 1848 Devrimi’nden sonuçlar çıkardığı “Fransa’da Sınıflar Mücadelesi (1848-1850)” adlı eserinde Marx, “yeni bir devrim ancak yeni bir krizden sonra mümkündür” der. Karl Marx, Les luttes de classes en France (1848-1850), Paris, Editions sociales, 1946, sf. 102

[15] Karl Marx-Friedrich Engels, Correspondances [Mektuplaşamalar], cilt V, Paris, Editions sociales, 1975, sf 78

[16] Orijinal metinde Fransızca – “fond”una

[17] Orijinal metinde İngilizce – “individually, to get rid of this nightmare”

[18] Orijinal metinde İngilizce – “about”

[19] Orijinal metinde İngilizce – “always the same”

[20] Karl Marx – Friedrich Engels, Lettres sur Le Capital, Paris, Editions sociales, 1964, sf. 81

[21] Mega 2/IV. Bölüm, cilt 14

[22] Age, sf. 83

[23] Orijinal metinde İngilizce – “rather”

[24] Orijinal metinde İngilizce – “if you like”

[25] Orijinal metinde İngilizce – “Vorchapters”

[26] Orijinal metinde İngilizce – “qua”

[27] Orijinal metinde İngilizce – “After all”

[28] Orijinal metinde İngilizce – “Never mind”

[29] Orijinal metinde İngilizce – “my own”

[30] Karl Marx – Friedrich Engels, Lettres sur Le Capital, age, sf. 85-86

[31] Age, sf. 93

[32] Age

[33] Orijinal metinde İngilizce – “for next time”

[34] Karl Marx – Friedrich Engels, Lettres sur Le Capital, age, sf. 99

[35] James Maclaren, A Sketch of the History of the Currency ; Comprising a Brief Review of the Opinions of the Most Eminent Writers on the Subject, Londra, 1858

[36] Orijinal metinde İngilizce – “Currency”

[37] Orijinal metinde İngilizce – “first rate”

[38] Orijinal metinde İngilizce – “Publisher”

[39] 9 şilin ve 6 peni

[40] Orijinal metinde İngilizce – “Post Office order”

[41] Karl Marx – Friedrich Engels, Lettres sur Le Capital, age, sf. 101

[42] Age, sf. 102

[43] Orijinal metinde İngilizce – “exceedingly”

[44] Orijinal metinde Fransızca – “canaille”

[45] Orijinal metinde İngilizce – “rather seriously”

[46] Age, sf. 104

[47] İşlediği konuların sınırlılığı ve Marx’ın bu eserden itibaren izlediği “soyuttan somuta yükselme” yönteminden dolayı 1859’da yayınlanan “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı” kitabının böyle bir niteliği vardır. İşlevi açısından örneğin bir “Felsefenin Sefaleti” ya da “Komünist Manifesto”dan farklıdır ve Marx’ın da deyimiyle, daha sonra yayınlanması planlanan “Sermaye” bölümünde sunulacak   görüşlerin ön çalışmasını oluşturur. Fakat ilerleyen satırlarda da görüleceği gibi, bu “sermaye” bölümü hiç yayınlanamayacak, onun yerine kendi içerisinde bütünlüğü olan “Kapital” yayınlanacaktır, kaldı ki Kapital’in Türkçesi de sermaye demektir.

[48] Lenine, “Karl Marx”, in Oeuvres completes, cilt 21, Paris-Moscou, Editions sociales/editions en langues etrangeres, sf. 49

[49] Karl Marx – Friedrich Engels, Lettres sur Le Capital, sf. 93

[50] Lettres sur Le Capital, age, sf. 115. Engels’in “bu değersiz kamu” ve “eşekler” diye kastettiği kesim yukarıda Marx’ın “eleştirilerini basit hakaretlere indirgeyen” diye tanımladığı burjuva ekonomistlerdir.

[51] Karl Marx, Manuscrits de 1861-1863 (Cahiers 1 a 5). Contribution a la critique de l’economi politique, Paris, Editions sociales, 1979, sf. 12

[52] Yukarıda belirtildiği gibi Katkı’nın 2. bölümü

[53] Lettres sur Le Capital, sf. 130

[54] Orijinal metinde İngilizce – “Law of appropriation”

[55] Orijinal metinde İngilizce – “change”

[56] Karl Marx, Artı-değer teorileri, Cilt 1, Sol Yayınları, Ankara, 1998, sf. 387-388. Fransızcasıyla karşılaştırılarak çeviri gözden geçirildi. “Teories sur la plus-value”, Editions sociales, tome I, 1974, sf. 483

[57] Bu notlar Mega 2’nin IV. Bölümü’nün 17. Cildi’nde yayınlanacak. Michael Heinrich, age, sf. 31

[58] Orijinal metinde İngilizce: “Whatever short-comings they may have”

[59] Lettre sur Le Capital, age, sf. 148. Vurgular bize ait.

[60] Age, sf. 151

[61] Engels’in katkıları üzerinden Kapital’in yayınlanmış biçimlerini eleştirerek, devrimci özünden arındırılmış bir “Marx” savunan aydın ya da “Marksolog”ların tümünün burada sıralanması mümkün değil, fakat bunların ortak yanının, özellikle de Anti Duhring ve Doğanın Diyalektiği başta olmak üzere Engels’in eserlerine saldırma, buralarda geliştirilen felsefi anlayışın Marx’a ait olmadığını savunmak olduğu söylenmelidir. Bu akımın en önemli temsilcilerinden birkaçını belirtmek gerekirse; Eduard Bernstein, David Riazanov, 1950-1970 yılları arasında en belirgin temsilcileri Henri Lefebvre, Maximilien Rubel ve Jean-Paul Sartre Marksizm ile Frankfurt ekolü arasında bir sentez kurmaya çalışanlar sayılabilir. Bugün Engels üzerinden Marksizmin felsefesine saldıranlar 1950-1970’lerde söylenenlere ek şeyler söylemiyorlar.

[62] Age, sf. 153

[63] Age, sf. 154

[64] Bugünkü birinci cilt

[65] Bugünkü ikinci cilt

[66] Bugünkü üçüncü cilt

[67] Age, sf. 157

[68] Bu bölüm, ilk defa 1933’de Moskova Marksizm-Leninizm Enstitüsü tarafından basıldı.

[69] Lettres sur le Capital, age, sf. 158

[70] Yayınevine dair bilgiler için şu eserden faydalandık: Anna Uroeva, Une oeuvre eternelle. Les pionniers de l’éditions du Capital, Moscou, Editons du progres, 1969

[71] “Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı” kitabı

[72] Lettres sur le Capital, sf. 160-161

[73] Orijinal metinde İngilizce – “may say of it”

[74] Orijinal metinde İngilizce – “anything”

[75] Lettres sur le Capital, sf. 162

[76] Orijinal metinde İngilizce – “I embrace you full of thanks!”

[77] Lettres sur le Capital, sf. 171

[78] Souvenirs sur Marx et Engels, Editions du Progres, Moskova, 1958, sf. 266

[79] Aktaran Pierre Durand, La vie amoureuse de Karl Marx, [Karl Marx’ın aşk hayatı] Paris, Julliard, 1970, sf. 64-65

[80] Pierre Durand, La vie amoureuse de Karl Marx, age, sf. 67

[81] 8 Eylül 1852, 18 Eylül 1852, 3 Haziran 1854, 13 Haziran 1854, 21 Haziran 1854, 13 Şubat 1855 tarihli mektuplar bunlardan sadece birkaçıdır.

[82] Orijinal metinde İngilizce – “broken down”

[83] Karl Marx-Friedrich Engels, Correspondances [Mektuplaşamalar], cilt IV, Paris, Editions sociales, 1974, sf. 215

[84] Orijinal metinde İngilizce – “downbroken”

[85] Karl Marx-Friedrich Engels, Correspondances [Mektuplaşmalar], cilt IV, Paris, Editions sociales, 1974, sf. 227

[86] Karl Marx, Jenny Marx, Friedrich Engels, Lettres à Kugelmann, Paris, Editions sociales, 1971, sf. 82

[87] Lettres sur le Capital, age, sf. 182

[88] Karl Siebel ve Emil Rittershaus, Engels’in tanıdığı yazarlardır.

[89] age, sf. 183

[90] Kasım 1867’de Engels’in Kugelmann’a mektubu. Lettres sur le Capital, age, sf. 187

[91] Lettres sur le Capital, age, sf. 197

[92] Karl Marx, Le Capital, Paris, Editions sociales, 1976, sf. 15-16. Vurgu bize ait.

[93] Aktaran Anna Uroeva, age, sf. 41

[94] Aktaran Anna Uroeva, age, sf. 43

[95] Karl Marx, Jenny Marx, Friedrich Engels, Lettres à Kugelmann, Paris, Editions sociales, 1971, sf. 107

[96] O dönem 1 taler 3 şilin değerindedir.

[97] Karl Marx, Kapital cilt 1, Yordam yayın, sf. 22-23, (çeviri gözden geçirildi)

[98] Jean Bruhat, Marx-Engels, age, sf. 236

[99] Engels’in Kautsky’ye 27 aralık 1891 tarihli mektubu, in Lettres sur le Capital, age, sf. 384

[100] Karl Marx, Kapital cilt 1, Yordam yayın, sf. 33

[101] Burada Fransızca baskıdaki şu küçük nüansa değinmeliyiz. 1983 yılına kadar Kapital’in baskısı, Marx’ın bizzat gözden geçirdiği baskı olmuştur. Fakat ilk defa 1983 yılında, Fransızca baskıdaki eklemeler Engels tarafından entegre edilmiş olan 4. Baskı Fransızcaya çevrilmiştir. İki versiyon arasındaki fark az değildir.