50. yılında dünyanın 68’i ve Türkiye’nin özgünlüğü

Kadir Yalçın ‘68, etkisini dünya ölçüsünde hissettiren yakın zamanların devrimci dönemidir. Sonra Fransa ve Brezilya’da, Türkiye ve Burkino Faso ya da Tunus’la Mısır’da devrimci dönem oluşup oluşmadığı tartışması bir yana, lokal ayağa kalkışlar yaşansa bile, -Arap ülkeleriyle sınırlı kalmasına karşın birbirini tetikleyen Arap ayalanmaları dışta tutulursa- işçi, gençlik ya da sömürülen yığınların hareketi ülke sınırlarını aşamayıp sınırlı kalmış, dünyayı etkisi […]

Yeni seçim yasası, değişenler ve ne yapmalı…

Kadir Yalçın NEDEN SEÇİM YASASI? Seçim Yasası ihtiyacı nereden çıktı ya da yasayla hangi boşluk dolduruluyor? Nedeni, “cumhur ittifakı” adı takılarak iddia edildiği gibi, “yerli ve milli” olanları bir araya getirerek memleketi kurtaracağı ileri sürülen seçim ittifakının önündeki engelin kaldırılması mı? Her şey ittifak için mi? Ama başta Erdoğan olmak üzere, koalisyonlardan şikayet edip duranlar, neden birden bire, dolaysızca koalisyona […]

‘Yerli ve milli’ düzmece ÖSO

Kadir Yalçın ÖSO adını son birkaç yıldır fazlasıyla duyuyoruz. Ancak bu ad ilk 2011’de kullanılmaya başlanmıştı. “Arap Baharı”nın dalgaları Suriye’ye ulaşmış, bu ülkenin halkı da neo-liberal sürece adım atılmasının oluşturduğu tepkilerin yanı sıra en başta özgürlük talebiyle güçlü gösterilerle ve kitlesel olarak ayağa kalkmış; batılı emperyalistler ise hemen “iş”e el atıp müdahalede bulunarak, durumdan kendi çıkarları doğrultusunda yararlanmaya girişmişlerdi. Erdoğan […]

‘Yerli ve milli’ nedir, kim millidir?

Kadir Yalçın Temel bir tanımlayıcı olarak “yerli ve milli” sıfatı, R.T. Erdoğan’la birlikte vazgeçilmezlik kazandı. Olur olmaz her yerde kullanılan bu sıfat, Erdoğan ve uygulamalarının neredeyse alameti farikası oldu. Eskiden de “vatan-millet” vurgusu yapılmaz ve milliyetçilik hem de şovenizm düzeyine yükseltilmiş biçimiyle egemen sınıf ve yönetici kliklerin başlıca argümanlarından biri olarak iş görmez değildi. Ancak gelen gideni aratır misali şimdi […]

Ekim devrimi üzerine bir tartışma

Kadir Yalçın Eski Dev-Genç Başkanı ve yeni HDP milletvekili Ertuğrul Kürkçü, tam da emekli kahvelerinde rastlanacak “o eski günlerde mirim…”le başlayan türden “teorik” argümanlar kullanarak 100. yılı dolayısıyla yaptığı Ekim Devrimi’yle ilgili değerlendirmede[1] Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının bir zorunluluk olduğunu ileri sürdü. Ardı sıra, başlıca Trotsky’den derlenmiş “tez”lere dayalı bir söylemle iddia etti ki, “Sovyetler Birliği yıkılmasa Marx yanılmış olurdu”! Buna […]

Proletarya diktatörlüğü ve Demokratik Modernite – 2

Kadir Yalçın  Makalenin geçen sayıdaki ilk bölümünde “Devletin Araç Olarak Kullanılması ya da Geçiş Dönemi ve Proletarya Diktatörlüğü” ara başlığı altında; burjuva devlet aygıtının kırılıp parçalanması anlamında “devletin ortadan kaldırılması”yla ilgili olarak anarşizmle fikir birliği halinde olsa bile, Marksizmin, egemen sınıf olarak örgütlenmiş proletarya ya da proletarya diktatörlüğü olarak devletin araç halinde kullanılması konusunda bütün burjuva ve küçük burjuva akımlardan […]

Proletarya diktatörlüğü ve Demokratik Modernite-1

Kadir Yalçın Her kötülüğün altında yattığı ve Aydınlanmacı “kalıp”tan kurtulamadıkları için Sovyetler Birliği kadar bilimsel sosyalizmi de çöküşe götürdüğü, dolayısıyla “yanlışların anası” olarak, Marx ve Marksizm’in temel hatası olduğu iddia edilen devlet öğretisinin hayata geçirilmesi olan proletarya diktatörlüğü sorununa geldik. Bu kez tersten, Demokratik Modernite (DM) ve yazarlarının siyasal “toplumsal” amaçlarından, hedeflerinin ne olduğundan başlayalım. Bir DM yazarı şunları yazıyor: […]

Sınıf mücadelesi ve Marksizm karşıtlığıyla devletle uzlaşmacılık

Kadir Yalçın Başta Öcalan olmak üzere DM’nin Marksizme yaklaşımı tartışma götürür gibi değildir: “Marksizm gibi en iddialı ekoller bile sınırlı çözüm katkıları yanında özellikle adına hareket ettikleri ezilen ve sömürülenler dünyasını yeni bir dogma ve siyaset anlayışına bağlayıp hakim toplumsal sistemin bir yedeği kılmaktan öteye rol oynayamamıştır.”[1] Sömürülen yığınları ve başta –zaten “efendisinin uşağı” köleden başka şey olmayan– işçi sınıfını […]

Demokratik Modernite ve devlet – 3: Burjuva devletle uzlaşma teorisi

Kadir Yalçın Geçen sayımızda, bitirirken insan topluluklarının –neredeyse ayakları üzerine dikilip ellerinin serbest kalmasıyla eş zamanlı olarak– önce avcılık ve ardından tarımda, ama aynı zamanda komşu kabilelerle çatışmalarda kullandıkları aletlerle birlikte var olduklarını belirtmiş ve Engels’ten aktarmalarla zor teorisi ya da tarihte zorun rolü üzerinde durmuştuk. Devletin, toplumsal işbölümünün belirli bir aşamasında, üretici güçlerin, üreticilerin kendi tükettiklerinden fazlasını üretebilir oldukları […]

Demokratik Modernite ve devlet – 2

Kadir Yalçın KAPİTALİZM VE DEVLET “ELEŞTİRİSİ”NİN İÇİ BOŞ Demokratik Modernite dergisini yüzeysel olarak okuyanlar, dergiye adını veren ve “insani kutsiyetler”le, “toplumun öz zihni değerleri” ve “ahlaki gelenekler”in korunması olarak tanımlanan “demokratik modernite”nin “kapitalist modernite”nin alternatifi varsayılarak önerilmesine ve devletin “bütün kötülüklerin kaynağı” olarak suçlanması ve “lanetli” sayılmasına bakarak, kapitalizm ve burjuva devletin sıkı bir eleştiriden geçirildiğini düşüneceklerdir. Öyle olmadığını göreceğiz. […]