Arif Koşar 1. Giriş 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre ABD’li yetişkinlerin %52’si kendini “orta sınıf” olarak tanımlıyor. Lise ve altı eğitim alanlarda bu oran %36, üniversite mezunlarında %70, lisans üstünde %80. Eğitim arttıkça orta sınıf olarak tanımlama eğilimi de yükseliyor. Kendini işçi görenlerin oranı ise %46. Eğitim yükseldikçe bu oran düşüyor. Lise ve altı eğitimde %62, üniversite mezunlarında […]
Beyaz yakalılar ve orta sınıflar
Marx’ta orta sınıf
Eğitimli profesyonel meslek sahipleri ya da beyaz yakalılar ücret karşılığında istihdam edildiklerinde işçi sınıfının, kendi hesaplarına ve özerk olarak çalıştıklarında küçük burjuva orta sınıfın bir parçasıdırlar. Dolayısıyla, üretim ilişkileri temelinde netleştirildiğinde görülebilir ki, kapitalist toplumlarda küçük burjuva orta sınıf söylendiği gibi sadece koşulları kötüleşip popüler ifadeyle çökmüyor, kapitalist üretim tarzının genel eğilimlerine denk düşecek bir biçimde hızlı bir biçimde işçileşiyor. […]
Faşizme dair bir yöntem tartışması
Arif Koşar GİRİŞ Alman faşizmi üzerine sayısız belgesel ve kitapta Nazi partisinin kurucularına, onların fikirlerine ve özellikle iktidar olduktan sonra yaptıklarına odaklanılır, bunlar belge ve tanıklarla anlatılır. Gerçekten Nazilerin çoğu ırkçı ve antisemitti. “Alman ırkın” üstünlüğüne, Yahudilerin onu zayıflatan zehirli bir ırk olduğuna inanıyorlardı. Versay Antlaşması ile Almanların aşağılandığını, ulusal onurlarının ayaklar altına alındığını düşünüyorlardı. Bu anlatıya göre Naziler […]
İnovasyon artı-değer yaratır mı?
Arif Koşar GİRİŞ Teknoloji ve inovasyon[1] çağdaş kapitalizmin en önemli unsurlarından biri. Teknolojinin sağladığı olanakları kimi coşkuyla, kimi endişeyle, kimi de umursamazlıkla karşılasa da teknoloji yaşamımızı derinden etkileyen bir olgudur. Ancak insanlar çoğunlukla teknolojiyi maddeleşmiş ürün biçiminde, tezgahta ya da piyasada olduğu haliyle görür ve bilirler. Sadece verili bilgiye indirgenemeyecek olan teknolojinin bu yüzeysel görünümün ötesinde kapitalist ilişkiler içerisinde oldukça […]
Endüstri 4.0: Gerçeklik, strateji ve ütopya
Arif Koşar GİRİŞ İlk kez 2011 yılında Almanya’da ortaya atılan Endüstri 4.0 kavramı, başta sermaye çevreleri olmak üzere tüm dünyada hızla kabul gördü. En yaygın tanımına göre imalat süreçlerine dijital teknolojilerin uygulanması, yani internet aracılığıyla makine, ürün ve insanların birbirine bağlanması, tasarımdan lojistiğe kadar tüm sürecin entegre edilmesidir.[1] Ortaya atılışından itibaren kavram o kadar yaygın ve geniş bir kullanım alanı […]
Huawei gerilimi, ticaret ve teknoloji savaşları
Arif Koşar GİRİŞ Temmuz 2018’de 250 milyar dolar değerindeki Çin malına gümrük vergisi koymasının ardından ABD yönetimi, Mayıs 2019’da Çin cep telefonu ve telekomünikasyon tekeli Huawei’yi “ulusal güvenlik tehdidi” olarak tanımladı. ABD Sanayi ve Güvenlik Dairesi “Entity List” adını verdiği kara listeye Huawei ve 70 ortağını ekledi. Böylece ABD’li teknoloji tedarikçilerinin hükümet onayı olmadan Huawei’ye ürün satışı yasaklandı. Bu kararın […]
Ar-Ge, inovasyon ve tekelleşme
Arif Koşar GİRİŞ 1970’li yıllardan itibaren uluslararası kapitalist rekabetin şiddetlenmesiyle teknolojik gelişme ve yeniliklerin önemi artmıştır. Kar ve rekabete dayalı kapitalist sistemde, şirketler teknolojik yenilikler vasıtasıyla üretim maliyetlerini düşürmek, mevcut pazarları derinleştirmek ve yeni pazarlar yaratmak zorundadır. Hem anaakım iktisat literatüründe hem de yaygın politik söylemde Ar-Ge ve teknolojik yenilikler şirket ve ülkelerin “sürdürülebilir” büyümesinde temel bir unsur olarak kabul […]
Grevin doğuşu
Dermot Feenan* Çeviren: Arif Koşar Neden grevler “grev”[2] diye adlandırılıyor? Cevabı 250 yıl geriye yani işçi sınıfının doğum sancılarına kadar uzanıyor. 250 yıl önce ‘grev’[3] sözcüğü toplu iş durdurma eylemini tanımlamak üzere ilk defa İngilizce’de kullanıldı. Kömür taşıma işçileri ve denizcilerin öncülük ettiği 1768 Londra Grevleri sırasında ortaya çıktı. Kelime, “mayna” etme[4] eyleminden ya da gemilerin yelkenlerini toplama, onları hareketsiz […]
‘Sol’un Syriza sınavı: Trajedi değil reformizm
Arif Koşar Üzerinden pek geçmedi. Çok genç kuşak dışında herkesin hatırladığı -devam eden- siyasal deneyimlerden birisidir Yunanistan’ın SYRIZA’sı. Türkiye solunun çok büyük bir kısmınınheyecanla desteklediği, seçim zaferini adeta kutladığı, Türkiye için de örnek deneyim olarak pazarladığı; karizmatik, kravatsız, genç, yakışıklı Çipras’ın partisi SYRIZA. 25 Ocak 2015’te krizin yarattığı sefalet ve öfke dalgası içerisindeRadikal Sol Koalisyon (SYRIZA) oyların yaklaşık yüzde 35’ini […]
Demokrasi mücadelesinde reformist ve devrimci tutum: Halk iktidarını savunmak
Arif Koşar 24 Haziran seçimleri ile bir kez daha görüldü ki, Türkiye’de demokratik hak ve özgürlükler için ortak bir mücadele çabası ve duygusu olmakla birlikte, konuya yaklaşımda derin ideolojik ve politik ayrılıklar da vardır. AKP ve tek adam eliyle tekelci sermayenin inşa ettiği baskıcı, otoriter ve olası bir faşist rejim karşısında tüm bu farklı görüşlerden demokratların bir araya gelmesi, ortak […]